FAALİYETİNİ SONA ERDİRDİĞİNİ BİLDİRMEYEN MÜKELLEFLERİN FAALİYETLERİNİN
DEVAM ETTİĞİNİN KABULÜ NORMAL VE MUTAD OLUP, VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜ-
NÜN DE MÜKELLEFİN TİCARİ FAALİYETİNİN BULUNUP BULUNMADIĞI KONUSUNDA
TESBİT VE ARAŞTIRMA ZORUNLULUĞU OLMADIĞINDAN HAYAT STANDARDI ESASINA
GÖRE YAPILAN TARHİYATIN TERKİNİNDE İSABET BULUNMADIĞI HK.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 116.maddesinin birinci fıkra-
sında, gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari ve mesleki kazanç sa-
hiplerinin beyan ettikleri gelir (zarar beyan edilmesi hali dahil)
800.000 liraya (zirai kazanç sahipleri ile ikinci sınıf tacirler için
450.000 liraya) aşağıda belirtilen hayat standardı göstergelerine göre
belilenen ilavelerin yapılmasından sonra bulunacak tutardan düşük oldu
ğu takdirde bu şekilde tesbit olunan tutardan aynı kanunun 31.maddesin
deki indirimler yapıldıktan sonra kalan miktarın vergi tarhına esas
alınacağı, 3239 sayılı Kanunla eklenen ikinci fıkrasında da, şu kadar
ki ticari, zirai ve mesleki kazanç sahiplerinin bu faaliyetleri dolayı
sıyla hayat standardı esasına göre vergi tarhına esas alınacak geliri-
nin yukarıda yazılı tutarlardan aşağı alamıyacağı şeklinde hükme bağ-
lanmış bulunmaktadır.
Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 160.maddesinde, 153.mad
dede yazılı mükelleflerden işi bırakanların keyfiyeti vergi dairesine
bildirmeye mecbur oldukları açıklanmış olup, madde hükmüne göre mükel-
leflerin yapmakta oldukları ticari faaliyetlerinin sona erdiği hususu-
nu vergi dairesine bildirmemeleri hali, söz konusu faaliyetin devam et
mekte olduğuna karine teşkil edeceğinden ve olayda da mükellef tarafın
dan 31.12.1985 günlü dilekçeyle faaliyetin sona erdiği bildirildiğin-
den bu tarihe kadar ticari faaliyetin devam ettiğinin kabulü zorunlu
bulunmaktadır. Zira, faaliyetini sona erdiği bildirildiğinden bu tari-
he kadar ticari faaliyetin devam ettiğinun kabulü zorunlu bulunmakta-
dır. Zira, faaliyetini sona erdirdiğini bildirmeyen mükelleflerin fa-
aliyetlerinin devam ettiğinin kabulü noraml ve mutad olup, Vergi Daire
si Müdürlüğünün de mükellefin ticari faaliyetinin bulunup bulunmadığı
konusunda tesbit ve araştırma zorunluluğu bulunmamaktadır.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince, Davacının 1985 yılında ticari gelir
vergisi mükellefi olmasına rağmen bu dönemde ticari faaliyetinin bulun
madığı, boş beyanname verip, 1985 yılı sonu itibariyle de işini terk
ettiğini idareye bildirdiği, idarece ilgili yılda ticari faaliyeti
olup olmadığı yolunda yolunda bir tesbitin yapılmadığı gerekçesiyle ha
yat standardı esasına göre yapılan tarhiyatın terkininde isabet görül-
memiştir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin kabulü ile Vergi kararının bozulma-
sına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49.maddesinin 2.fık-
rası uyarınca davanın reddine karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:76-77)
BŞ/YÖ
|