MALİYE VE GÜMRÜK BAKANLIĞINCA ÇIKARILIP 11.3.1988 GÜN VE 19397 SAYILI
RESMİ GAZETEDE YAYINLANAN TÜRK MEDENİ KANUNU HÜKÜMLERİNE GÖRE KURULAN
VAKIFLAR VE BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME FAALİYETİNDE BULUNAN KU-
RUM VE KURULUŞLARA VERGİ MUAFİYETİ TANINMASI İLE İLGİLİ USUL VE ESASLA
RIN 1.MADDESİNİN (A) BENDİ İLE 5 VE 6.MADDELERİNİN VE GEÇİCİ MADDENİN
GETİRDİĞİ DÜZENLEMELERİN 903 SAYILI KANUN İLE BU KANUNLA ÇIKAN TÜZÜK
HÜKÜMLERİNE AYKIRILIĞI NEDENİYLE İPTALİ GEREKTİĞİ HK.
Uyuşmazlık Maliye ve Gümrük Bakanlığınca çıkarılan ve 11.3.1987 günlü
ve 19397 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Türk Medeni Kanunu hükümleri
ne göre Kurulan Vakıflar ile Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Faaliye-
tinde Bulunan Kurum ve Kuruluşlara Vergi Muafiyeti tanınması ile ilgi-
li Usul ve Esaslar'ın 1.maddesinin (d) bendi ile 5 ve 6.maddelerinin
ve geçici maddenin getirdiği düzenlemelerin iptali isteğine ilişkin
bulunmaktadır.
903 sayılı Kanunun, Vergi muafiyeti başlıklı 4.maddesinde, Bakanlar Ku
rulunca, gelirlerinin en az % 80 i nevi itibariyle genel, özel ve kat-
ma bütçeli idareler bütçeleri içinde yer alan bir hizmetin veya hizmet
lerin yerine getirilmesini istihdaf etmek üzere tahsisen kurulacağı ka
bul edilen vakıflara, tahsis edilen miktar için vergi muafiyeti tanına
bileceği, 6.maddesinde, bu kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren altı
ay içinde Vakıflar Genel Müdürlüğünce, ilgili Bakanlıklarında düşünce-
leri alınarak, bu kanunun uygulanmasını düzenlemek üzere bir tüzük ha-
zırlanacağı hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere dayanılarak, Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan
Vakıflar Hakkında Tüzük 11.9.1970 günlü ve 13586 sayılı Resmi Gazetede
yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve 1982 yılında yapılan bazı değişiklik-
lerle bu güne kadar uygulanmıştır. Bu tüzüğün yürürlükte bulunan "Ver-
gi Muaflığından Yararlanma ve Muaflığın kaybı" başlıklı 37.maddesinde
Bakanlar Kurulunca, gelirlerinin en az % 80 ini, nevi itibariyle ge-
nel, özel ve katma bütçeli idareler içinde yer alan bir hizmet veya
hizmetlerin yerine getirilmesini istihdaf etmek üzere tahsisen kurula-
cağı kabul edilen Vakıflara, bunlara tahsis edilen miktar için vergi
muaflığı tanınabileceği Vakıf idare uzvunun elde ettiği gelirlerini yö
netim ve idame masraflarına ihtiyata veya vakıf mal varlığını artıra-
cak yatırımlara sarf ve tahsise mezun olduğu, ancak bu harcamaların va
kıf gelirlerinin üçte birini geçemeyeceği bu hizmetlere tahsis edilen
gelirlerin tamamının yılı içinde sarfının zorunlu olmadığı bağışlar dı
şında yıllık geliri 3 milyon lirayı bulmayan ve mal varlığı 30 milyon
liradan az olan vakıflara, vergi muaflığı tanınmayacağı bu miktarla-
rın Bakanlar Kurulunca artırılabileceği Bakanlar Kurulunca, 903 sayılı
Kanunun 4.ve bu maddenin 1.fıkrası uyarınca vergi muaflığı tanınmış va
kıfların gelirlerinin yukarıda sözü edilen hükümlere uygun olarak sarf
ve tahsis edilmediği Maliye Bakanlığı vergi inceleme elemanlarınca re'
sen veya Vakıflar Genel Müdürlüğünün duyurusu üzerine yapılan vergi in
celemeleriyle tesbit edilirse, vakıf yönetiminden görüş isteneceği bu
görüşler yeterli bulunmazsa, durumun düzeltilmesi isteneceği, Vakıf Yö
netimi önerilen Düzeltmeleri yapmaz ve gelecek yılda da aynı hataları
tekrarlarsa Maliye Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşünü de
alarak Bakanlar Kurulundan vergi muaflığının kaldırılmasını isteyebile
ceği muaflığın kaldırılmasına dair kararların yayımı gününde yürürlüğe
gireceği düzenlenmiştir.
Ancak, (11.12.1985 günlü ve 18995 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak
yürürlüğe giren 3239 sayılı Kanunun 73.maddesiyle, 5422 sayılı Kurum-
lar Vergisi Kanununun, kurumlar vergisi muaflığından yararlanacak ku-
rumları belirten 7.maddesinin 15 numaralı bendi değiştirilmiş ve kurul
duktan sonra Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ile
bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluş
ların vergi muafiyetinden yararlanma ve muafiyetlerinin kaybedilmesine
ilişkin şartlar, usul ve esasların Maliye ve Gümrük Bakanlığınca belir
leneceği, hükmü getirilmiştir. Bu hükmün kurumlar vergisi kanununda
yer almış olması, 903 sayılı Kanunun yukarıda sözü edilen 6.maddesiyle
öngörülen ve Danıştayın incelemesinden geçerek Resmi Gazetede yayımla-
nıp yürürlüğe giren tüzük hükümlerini ortadan kaldırıcı bir niteliği
yoktur. Zira, kanunların emrettiği hususları düzenlemek veya uygulanma
sını göstermek üzere Bakanlar Kurulunca çıkarılacak Tüzük hükümlerinin
Maliye ve Gümrük Bakanlığınca kullanılmak üzere verilen bir yetkiyle
zımmen yürürlükten kaldırılmış sayılmasını kabul etmeye, düzenleyici
tasarrufların çıkış, yürürlüğe konuluş usulü içerisinde hukuken imkan
bulunmamaktadır. Kurumlar Vergisi Kanununun değişik 7/15.maddesinde,
Maliye Bakanlığına verilen yetki sadece kurumlar vergisi muafiyeti ile
ilgili olup, ancak kurumlar vergisi muafiyeti tanınması için yapılacak
başvurmanın mercii ve şekline ilişkin olabilir. Bu konuların dışında
tüm vergi çeşitlerini içeren bir düzenleme yapılması, idarenin yetkisi
ni aşması anlamına geleceği gibi, Anayasamızın, vergi, resim, harç ve
mali yükümlülüklerin kanunla konulması gerektiği ve vergi, resim, harç
ve benzeri mali yükümlülüklerin, muaflık, istisna, indirim oranlarına
ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı hadler içersin
de değişiklik yapmak yetkisinin Bakanlar Kuruluna verilebileceği yolun
daki 73.maddesine de aykırılık teşkil eder. Buna rağmen, Maliye Bakan-
lığına verilen bir yetki ile bu Bakanlıkça çıkarılan Usul ve Esaslarda
Türk Medeni Kanunu Hükümlerine göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzükte
belirlenen hususlara tamamen aykırı olarak ve tüzükte yer almayan ya-
rarlanma koşullarının öngörülmüş olması, yürürlükteki mevzuat hükümle-
rine aykırı bulunmaktadır.
Nitekim dava konusu edilen Türk Medeni Kanunu Hükümlerine göre kurulan
Vakıflar ile Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinde Bulunan
Kurum ve Kuruluşlara Vergi Muafiyeti Tanınması ile İlgili Usul ve E-
sasların 1/d maddesinde, "Vakıf resmi senedinde vakıf yönetimi, yıl
içinde elde ettiği brüt gelirlerin % 5 ini yönetim ve idame masrafları
ile ihtiyatlara, % 15 ini vakıf mal varlığını artıracak yatırımlara,
kalanını (% 80 ini) ise vakıf amaçlarına sarf ve tahsise zorunludur.
denilmektedir. Oysa aynı kanunun düzenlendiği, 903 sayılı Kanuna göre
vergi muafiyetinin ön şartı, vakıfların gelirlerinin % 80 ini bu Kanu-
nun 4.maddesinde belirtilen hizmetlerin yerine getirilmesine tahsis
edilmesi olup; bu Kanunun uygulanmasını göstermek üzere çıkarılan tüzü
ğün 37.maddesinin birinci fıkrasında ise, vakıf idare uzvunun elde et-
tiği gelirlerinin, yönetim, idare masrafı, ihtiyat veya vakıf mal var-
lığını arttıracak yatırımlara sarf veya tahsise mezun olduğu, ancak bu
harcamaların vakıf gelirlerinin üçte birini geçemiyeceği, bu hizmetle-
re tahsis edilen gelirlerinin tamamının yılı içinde zarfının zorunlu
bulunmadığı, hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümlerin incelenmesinden,
903 sayılı kanunun 4.maddesindeki "gelirlerinin en az % 80 ini" ibare-
si ile net gelir, Tüzüğün 37.maddesindeki, "... vakıf gelirlerinin 1/3
ünü geçemez" ibaresi ile brüt gelir kasdedildiği açık olup, aksine,net
gelirin 1/3 ünün harcanmasına yetki verildiği düşünülecek olursa, ama-
ca tahsis edilecek gelir oranı % 80 in altına düşeceğinden mümkün de-
ğildir. Bakanlık ise 903 sayılı Kanuna ve Vakıflar Tüzüğüne göre % 33,
33 olarak kabul edilen yönetim, idame ve yatırım giderleri ile ihtiyat
lara tahsis edilecek olan brüt gelir oranını % 20 ye indirerek, bunu
% 5- % 15 olarak iki kısma ayırmakta, vakıfların imkanları elverdiği
takdirde yapılabilecek yatırım giderlerine % 15 hisse ayrılırken tuta-
rı gittikçe artan ve yapılması zaruri olan yönetim ve idame giderleri
ile ihtiyatları % 5 e indirerek, Kanun ve tüzük hükümlerine aykırı dü-
zenleme getirmiş bulunmaktadır. Diğer taraftan,Tüzüğün 37.maddesinde,
bu hizmetlere tahsis edilen gelirlerin tamamının yılı içinde sarfının
zorunlu olmadığı" hükme bağlanmışken, dava konusu düzenlemenin 5.madde
siyle sarf zorunluluğunun getirilmesinde Tüzük hükümlerinin tamamen ak
sine bir düzenleme getirilmiş olması nedeniyle yasal isabet yoktur. Zi
ra bu düzenlemeyle Bakanlık, Vakıf brüt gelirlerinin % 80 ini yıl için
de sarfa ve bu hükmünün vakıf senedine konulmasını zorlamaktadır. Oysa
vakıf senetleri, kanun ve tüzüğün ilgili maddelerine göre, Vakıflar Ge
nel Müdürlüğünün önerisi ile ilgili makamların kararı üzerine tescil
edilmekte olup, bu senetlerin kanunun açık emri dışında idarece değiş-
tirilmesi veya idari düzenlemelerle etkisiz hale getirilmesi mümkün
değildir.
Genel düzenlemenin, vakıflarda muafiyetin kaybedilmesini düzenleyen 6.
maddesi ile daha önce kurulmuş ve Bakanlar Kurulu kararı ile vergi mua
fiyeti tanınmış olan vakıfların, genel düzenlemedeki esaslara uygun ha
le getirilmesi veya bu koşulları yerine getirmeyen vakıfların muafiye-
tinin 1.1.1988 tarihinden itibaren kaldırılmasının Bakanlar Kurulundan
istenilebileceğini amir Geçici Maddesi de, yukarıda belirttiğimiz ge-
rekçelerle 903 sayılı Kanunun 4.maddesi ile bu Kanunua dayanılarak çı-
kartılan Tüzüğün 37.maddesine aykırı düşmekte ve genel düzenlemenin 1
(d) maddesi ile bağlantılı olduğundan, bu maddelerin iptali karşısında
uygulanabilirlik durumu kalmamaktadır.
Açıklanan bu nedenlerle davanın kabulü ile Maliye ve Gümrük Bakanlığın
ca çıkarılan TürK Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar ile
Bilimsel Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinde Bulunan Kurum ve Kuru
luşlara Vergi Muafiyeti Tanınması ile ilgili Usul ve Esasların 1.madde
sinin d bendi ile, 5.maddesinin, vergi muafiyeti tanınan vakfın, amaç-
larına tahsis ettiği gelirleri yıl içinde harcamalarının zorunlu oldu-
ğuna, dair ilk cümlesinin 6.maddesinin ve geçici maddesinin iptaline
karar verildi.
RD/YÖ
|