İHRACAT İSTİSNASI UYGULAMASI NEDENİYLE İADESİ GEREKEN KATMA DEĞER VER-
GİSİNİN, YÜKÜMLÜLERİN SIRF KATMA DEĞER VERGİSİ BORÇLARINA DEĞİL, VERGİ
DAİRELERİNE OLAN TÜM VERGİ BORÇLARINA MAHSUP EDİLEBİLECEĞİ VE BU İŞLE-
MİN YAPILMASI İÇİN İNCELEME RAPORU ARANMIYACAĞI HK.
Un imalatı ve ihracatı işiyle uğraşan yükümlünün, satın aldığı zirai
ürün bedelleri ve ücret ödemeleri üzerinden tevkif ettiği gelir (sto-
paj) vergisine ilişkin muhtasar beyannameyi yasada öngörülen süre geç-
tikten sonra Vergi Usul Kanununun 371.maddesi uyarınca pişmanlık iste-
miyle vermesi ve İdarece bu istemin yerinde görülmesi üzerine adına
tahakkuk ettirilen vergi ve pişmanlık zammını anılan maddede öngörülen
15 günlük süre içerisinde ödemediği ileri sürülerek ve pişmanlık hüküm
lerinden bu nedenle yararlanmasına olanak kalmadığından bahisle 1985
yılı Şubat, Mart ve Nisan aylarına ilişkin olarak adına kesilen kaçak-
cılık cezasının terkinine dair Vergi Mahkemesi kararı Vergi Dairesi
Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesinde, yurt dışına yapılan ihracat nedeniyle Katma Değer
Vergisi Kanunu hükümlerine göre ihracat istisnasından yararlanıldığı
ve bu istisna dolayısıyla anılan Kanunun "istisna edilmiş işlemlerde
indirim" başlıklı 32.maddesi uyarınca kendisine iadesi gereken tuta-
rın, pişmanlık dilekçesi üzerine adına tahakkuk ettirilen vergi ve
pişmanlık zammından fazla olması sebebiyle, bahse konu iade tutarının
sözü edilen vergi ve pişmanlık zammına mahsubunu tahakkuk tarihinden
itibaren 15 günlük süre içerisinde Vergi Dairesinden bir dilekçe ile
talep ettiği, bu itibarla pişmanlık şartlarına uyulmamasının söz konu-
su olmaması yönünden, uyuşmazlığa konu kaçakçılık cezasının yasal bir
sebebe dayalı olmadığının belirtilmesi ve Vergi Dairesi Müdürlüğünün
savunma yazısında, Yükümlünün katma değer vergisi beyannamesine isti-
naden hesaplanan iadesi gerekli meblağın doğruluğunun araştırılması
için bir vergi kontrol memurunca incelemeye başlandığı, henüz Yükümlü-
ye kesin olarak ödenmesi gereken herhangi bir tutarın tesbit edilmiş
olmadığı, bu itibarla, yükümlünün mahsup talebinin yerine getirilmesi-
ne olanak bulunmadığının ileri sürülmesi yönünden, uyuşmazlığın çözümü
için öncelikle, Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca yapılan iade hakkı
doğuran işlemler nedeniyle ortaya çıkan ve mükelleflerin katma değer
vergisine tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden
indirilemeyen söz konusu verginin, diğer vergi borçlarına mahsup edil-
mesinin mümkün olup olmadığının ve mahsup işleminin hangi usul ve esas
lara göre yapılacağının belirlenmesi gerekmektedir.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 32.maddesinde, anılan Yasa-
nın 11, 13, 14 ve 15.maddeleri uyarınca vergiden istisna edilmiş bulu-
nan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen Katma
Değer Vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapla-
nacak Katma Değer Vergisinden indirileceği ve vergiye tabi işlemlerin
mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olma-
sı hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin, Maliye ve Gümrük
Bakanlığınca tesbit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade
olunacağı belirtilmiştir.
Sözkonusu iadenin esaslarını belirleme konusunda anılan madde ile Mali
ye ve Gümrük Bakanlığına tanınan yetkinin kullanılmasını teminen, anı-
lan Bakanlıkça Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77.maddesi,
8.2.1985 günlü ve 18660 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelikle
1.2.1985 tarihinden geçerli olmak üzere değiştirilerek, ihracat istis-
nası uygulaması nedeniyle ihracatçılara yapılacak iadelerde, hak sahi-
bince, doğacak vergi iadesinin kendisinin veya ihraç edilen mal ve hiz
meti üretenlerin vergi borçlarına mahsubu talep edildiği takdirde, mah
sup işlemi için inceleme raporu aranmayacağına değinilmiş ve 22.11.986
günlü ve 19289 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 24 seri numaralı Katma
Değer Vergisi Genel Tebliğinin "A" işaretli bölümünde de, aynı hususa
dikkat çekildikten sonra, mükelleflerin mahsup taleplerinin zamanında
yapılmış olması kaydıyla, vergi dairelerince yapılan işlemler sırasın-
da meydana gelen gecikme nedeniyle zamanında mahsubu yapılamayan ver-
giler için gecikme zammı uygulanmaması gerektiği vurgulanmıştır.
Öte yandan, 1.5.1985 günlü ve 413 (m) sayılı Muhasebat Genel Tebliği-
nin 1.bendinde de, yönetmelik değişikliği uyarınca, Katma Değer Vergi-
si Kanununa göre yapılacak iadelerin, ihracatçılar ile ihraç edilen
mal ve hizmeti üretenlerin katma değer vergisi ile birlikte diğer ver-
gi borçlarına da mahsup edilebileceği ve eski vergilendirme dönemleriy
le ilgili olarak doğan vergi iadelerinin ilgililer tarafından diğer
vergi borçlarına mahsubu talep edildiği takdirde bu mahsup işlemleri-
nin de yapılacağı belirtilmiştir.
İçerikleri açıklanan ve Katma Değer Vergisi Kanununun 32.maddesine da-
yanılarak yürürlüğe konulmuş bulunan bu düzenlemelerden anlaşılacağı
üzere, ihracat istisnası uygulaması nedeniyle iadesi gereken katma de-
ğer vergisi, mükelleflerin sırf katma değer vergisi borçlarına değil
vergi dairelerine olan her türlü vergi borçlarına mahsup edilebilecek
ve bu işlemin yapılması için inceleme raporu aranmayacaktır.
Uyuşmazlık konusu olayda, pişmanlık talebinin İdarece kabulünden sonra
Vergi Usul Kanununun 371.maddesinde öngörülen 15 günlük süre henüz dol
madan, ihracat istisnası nedeniyle kendine iadesi gereken tutarın, ge-
lir (stopaj) vergisi ve bu vergi üzerinden hesaplanan pişmanlık zammın
dan oluşan borcuna mahsubunu talep eden Yükümlünün bu isteminin, yuka-
rıda açıklanan hukuki düzenlemeler karşısında yerine getirilmesi gere-
kirken, henüz incelemenin tamamlanmadığından bahisle kabul edilmemesi
ve pişmanlık şartlarına uyulmadığı gerekçesiyle adına kaçakcılık ceza-
sı kesilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle sonucu itibariyle yerinde görülen Mahkeme kararı-
na yöneltilen temyiz isteminin reddine karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:76-77)
(MT/YÖ)
|