ORTALAMA GÜNLÜK HASILATTAN HAREKETLE HESAPLANAN HASILATLA BEYAN EDİLEN
HASILAT ARASINDA FARK BULUNMASI HALİNİN V.U.K.NUN 30.MADDESİNİN 4.BEN-
DİNDE YAZILI RE'SEN TARH SEBEBİNİN VARLIĞINA DAYANAK OLARAK GÖSTERİLE-
BİLECEĞİ HK.
Lokanta işletmeciliği ile uğraşan yükümlü adına 1991 takvim yılına
ilişkin olarak re'sen salınan gelir vergisi ve geçici vergi ile kesi-
len kaçakçılık ve özel usulsüzlük cezalarına karşı açılan davayı; 213
sayılı Vergi Usul Kanununun 30.maddesinde re'sen vergi tarhının tanım-
landığı, vergi inceleme raporunda bu maddeye göre belirlenen matrah ve
ya matrah farkının re'sen takdir edilmiş sayılacağının belirtildiği,
maddenin 4.fıkrasında, defter kayıtları ve bunlarla ilgili belgelerin
vergi matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermeyecek dere
cede usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması-
nın re'sen tarh nedeni olarak sayıldığı, aynı Kanunun 134.maddesinde
vergi incelemesinde amacın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun
araştırılması, tesbit edilmesi ve sağlanması olduğunun belirtildiği,
yine aynı Kanunun 135 ve devam eden maddelerinde idarenin, yükümlüle-
rin defter ve belgelerinin incelenmesi, ifadelerine başvurulması, tica
ri ilişkide bulunduğu kişilerin ifadelerinin alınması, gayrisafi ka-
zanç tesbiti usullerinin uygulanması gibi geniş yetkilerle donatıldı-
ğı, defter ve belgelerin vergi incelemesine alınması halinde, vergi hu
kukunda vergi güvenliği sistemi olan ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanu-
nunun 111.maddesi ile hükme bağlanan ortalama kar haddi ve asgari gay-
risafi hasılat esasının uygulanmasına yasal imkan bulunmaması karşısın
da, yükümlünün vergi tarhına esas alınması gereken asgari gayrisafi ha
sılat ve kazanç tesbiti için 1991 yılı içinde çeşitli tarihlerde gidi-
lerek yapılan 12 ayrı hasılat tesbitinden hareketle bulunan bir günlük
hasılatın, işletmenin faal olduğu 325 günle çarpımı sonucu tesbit edi-
len miktarın vergi matrahına eklenmesinde mevzuata uyarlık bulunmadı-
ğı, vergi inceleme raporuna ekli 10.9.1992 tarihli tutanakta gerek yü-
kümlünün "gerçekte Bursa ilinden ve faturalarda yazılı mükelleflerden
hiçbir sebze-meyve almadığı, bu kişileri tanımadığı, işbu faturaların
lokantanın günlük sebze ve meyve ihtiyacını karşılayan ve Zonguldak So
ğuksu mevkiinde pazarcılık işiyle uğraşan Rasim Akyıldız tarafından,
kendisi götürü mükellef olduğu ve fatura düzenleyemediği için, Bursa
Halinden temin edildiği" şeklindeki ifadesi ve gerekse sözkonusu fatu-
raların 1991 yılı Kasım-Aralık aylarına ait olması ve son aylarda ger-
çekleşen büyük miktarlardaki bu alımlara karşın dönem sonu sebze-meyve
stokunun bulunmaması nedeniyle faturaların içeriği itibariyle yanıltı-
cı nitelikte olduğu kanıtlandığından sahte ve muhteviyatı itibariyle
yanıltıcı belgelere dayanılarak bulunan matrah farkında isabetsizlik
olmadığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120.maddesinde
ikmalen ve re'sen yapılan tarhiyatlarda ayrıca geçici vergi tarh edile
ceğine ilişkin bir hükme yer verilmediğinden yükümlü adına re'sen tarh
edilen gelir vergisine bağlı olarak 1992 dönemi için geçici vergi sa-
lınmasının yerinde olmadığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 353/1.mad
desine göre usulsüzlük cezası kesilebilmesinin fatura, gider pusulası,
müstahsil makbuzu ve serbest meslek makbuzu verilmediğinin ve alınmadı
ğının usulüne uygun olarak tesbitine bağlı bulunduğu, olayda ise mal
ve hizmet satışları dolayısıyla belge düzenlenmediği kesin ve somut bi
çimde ortaya konulamadığından kesilen özel usulsüzlük cezasında yasal
isabet görülmediği gerekçesiyle kısmen kabul eden Zonguldak Vergi Mah-
kemesinin 7.4.1993 gün ve 1993/115 sayılı kararının; yükümlü tarafın-
dan, hiç bir şekilde yanıltıcı belge kullanmadığı, bununla ilgili açı-
lan davanın Asliye Ceza Mahkemesinde derdest olduğu, vergi dairesi ta-
rafından ise, vergi güvenlik sisteminden hareketle incelem elemanı ta-
rafından yıl içinde yapılan hasılat tesbitleri ve ödevli ifadeleri doğ
rultusunda asgari gayrisafi hasılat tesbitinin ve tesbit edilen ve bu
hasılatın re'sen matrah takdirinde done olarak alınmasının re'sen tak-
dir yönteminin amacıyla çelişmediği, vergi inceleme raporuna göre salı
nan vergilerde isabetsizlik olmadığı ileri sürülerek bozulması istemi-
dir.
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan tem
yize konu Zonguldak Vergi Mahkemesinin 7.4.1993 gün ve E:1993/3
K:1993/115 sayılı kararının sahte ve muhteviyatı itibariyle yanıltıcı
belgelere dayanılarak bulunan matrah farkına isabet eden vergi aslına,
geçici vergiye ve özel usulsüzlük cezasına ilişkin hüküm fıkraları ay-
nı gerekçe ve nedenlerle Dairemize de uygun görülmüş olup temyiz istem
lerine ilişkin dilekçelerde ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın
anılan hüküm fıkralarının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığın-
dan bu kısımlara ilişkin temyiz istemlerinin reddine ve kararın bu kı-
sımlarının onanmasına oyçokluğuyla,
Asgari gayrisafi hasılat tesbitleri sonucu bulunan matrah farkına iliş
kin vergi dairesi temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30.maddesinde; re'sen vergi tarhı, ta-
mamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak tesbitine imkan bulunma-
yan hallerde saptanacak matraha ve matrah kısmı üzerinde vergi tarh
olunması, şeklinde tarif edildikten sonra maddede sayılan nedenlerden
birinin bulunması halinde maddi delillerin mevcut olmadığının kabul
edileceği ve aynı maddenin 2.fıkrasının 4.bendinde de, defter kayıtla-
rı ve bunlarla ilgili vesikaların vergi matrahının doğru ve kesin ola-
rak tesbitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık ol-
ması dolayısıyla ihticaca salih bulunmamasının re'sen takdir sebebi ol
duğu hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, hesaplanan hasılatla beyan edilen hasılat
arasında fark bulunması halinin inceleme elemanınca Vergi Usul Kanunu-
nun 30.maddesinin 4.bendinde yazılı re'sen tarh sebebinin varlığına da
yanak olarak gösterildiği, yükümlünün işlettiği lokantada 1991 yılı
içinde farklı günlerde yapılan hasılat tesbitleri sonucu bulunan orta-
lama günlük hasılattan hareketle ihtilaflı yıl için gayrisafi hasıla-
tın hesaplandığı anlaşıldığından, kararda aksi yönde tesis edilen ge-
rekçe ile bu kısma ilişkin matrah farkına isabet eden gelir vergisini
terkin eden mahkeme kararında yasal isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan, vergi inceleme raporunda yükümlü nezdinde oniki tesbitin
yapıldığının belirtildiği, ancak tesbitlere ilişkin tutanakların dosya
da bulunmadığı, raporda hasılat tesbitleri yapılırken bir gün önceki
hasılat tutarlarının da tutanağa geçirildiği ve hesaplamada bu tutarın
da dikkate alındığı anlaşıldığından Mahkemece bu konuda da gerekli
araştırmalar yapılarak karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle Vergi Dairesi temyiz isteminin kısmen kabulü ile
Zonguldak Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verildi.
AYRIŞIK OY:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120.maddesinde düzenlenen
geçici vergiyi, sıkı sıkıya beyanname verilen hallere ve beyannamede
gösterilen matraha bağlamak şeklinde tezahür eden görüşe katılmak imka
nı yoktur. Çünkü vergiye tabi gerçek gelirini doğru olarak beyan eden
mükellefe geçici vergi yüklenirken hiç beyanda bulunmayan veya eksik
bulunanı bu verginin dışında bırakmak vergi adaleti ve vergide eşitlik
ilkesi ile bağdaşmaz. Bir başka anlatımla gerçek usulde gelir vergisi-
ne tabi ticari ve mesleki kazanç sahiplerinden gerçek gelirini doğru
olarak beyan edenleri beyan ettikleri matrah üzerinden geçici vergi mü
kellefi kabul edip gelirini hiç beyan etmeyen veya eksik beyan edenle-
ri bu verginin yükümlüsü saymamak dolayısıyla onları bu vergiden muaf
veya müstesna tutmak anlamına gelir ki, bu konuda açık Kanun hükmü ol-
madıkça böyle bir sonuç çıkarmak hukuken de mümkün değildir.
Mükerrer 120.maddede yıllık gelir vergisi beyannamesinden söz edilmiş
olması, aynı Kanunun ticari kazanç ile serbest meslek kazançlarının
vergilendirilmesine ilişkin hükümleriyle paralellik sağlamak amacına
yöneliktir.
Zira Kanunun bu kazançlarının vergilendirilmesine ilişkin hükümlerin-
de, bu kazançları dolayısıyla gerçek usulde vergilendirilen mükellefle
rin söz konusu kazançlarını yıllık olarak beyan etmeleri esası yer al-
mıştır. Kanun ticari ve mesleki kazançlarını beyan etmeyen veya eksik
bayan edenleri gelir vergisi dışında bırakmadığına göre aynı Kanunun
bu vergiye bağlı olarak uygulanmasını öngördüğü ve aynı Kanunda yer
alan geçici vergiyi bundan farklı olarak düşünmek mümkün değildir. Bu
bakımdan sözü edilen mükerrer maddede ikmalen ve re'sen tarh edilen
vergilerin de geçici vergiye tabi olacakları yolunda ayrıca bir hüküm
aramaya da gerek yoktur. Zira Gelir Vergisi Kanununda beyana tabi olup
da eksik beyan edilen veya hiç beyan edilmeyen gelirlere de gelir ver-
gisi uygulanacağına dair ayrıca bir hüküm yoktur.
Eksik beyan edilen veya hiç beyan edilmeyen gelirlerin ikmalen veya
re'sen vergilendirilmesi ve bunun yöntemleri 213 sayılı Vergi Usul Ka-
nununda düzenlenmiştir. Geçici vergi de 193 sayılı Gelir Vergisi Kanu-
nunda yer aldığına göre geçici verginin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu-
nun kapsamı dışında olduğunu düşünmek olanaksız bulunduğundan geçici
verginin de bu Kanunun ikmalen ve re'sen tarhları düzenleyen 29 ve 30.
maddelerine tabi olması gayet doğaldır.
Açıklanan nedenlerle, geçici verginin münhasıran beyan edilen gelir
vergisine uygulanabileceği yolundaki görüşe katılmadığımdan mahkeme ka
rarının bu kısma ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerekirken onanma-
sı yolunda verilen çoğunluk kararına katılmıyorum.
ŞT/ES
|