Dairesi
DAVACI VAKFIN ÜYELERİNE KULLANDIRDIĞI KREDİLERE KARŞILIK OLARAK ELDE ETTİĞİ FAİZ GELİRİ İLE BAĞIŞ ADI ALTINDA ELDE EDİLEN KAZANÇLARIN KURUMLAR VERGİSİNE TABİ OLDUĞU HK.
Karar No
112
Esas No
3461
Karar Tarihi
27-01-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
2004
2002
3461
27/01/2004
 
KARAR METNİ

DAVACI VAKFIN ÜYELERİNE KULLANDIRDIĞI KREDİLERE KARŞILIK OLARAK ELDE ETTİĞİ FAİZ GELİRİ İLE BAĞIŞ ADI ALTINDA ELDE EDİLEN KAZANÇLARIN KURUMLAR VERGİSİNE TABİ OLDUĞU HK.

Temyiz Eden : Hitit Vergi Dairesi Başkanlığı ANKARA

Karşı Taraf : ...

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : Davacı vakfın üyelerine kullandırdığı kredilere karşılık olarak elde ettiği faiz geliri ile bağış adı altında elde edilen kazançlara ilişkin kurumlar vergisi beyannamesini vermediği ileri sürülerek 1998 yılı için kurumlar vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, ağır kusur cezası ve özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. Ankara 3. Vergi Mahkemesi, 10.6.2002 günlü ve E:2002/97, K:2002/526 sayılı kararıyla; 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 1 inci maddesinin (D) bendinde, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kurumlar vergisine tabi olduğu, aynı Kanunun 5 inci maddesinde vakıflara ait veya bağlı olup, 4 üncü maddede yazılı şartlara haiz bulunan işletmeler ile aynı mahiyetteki yabancı işletmelerin vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu belirtilmek suretiyle vakıflara ait veya bağlı olan iktisadi işletmelerin vergilendirilmesi için gerekli olan koşulların belirtildiği, vakıflara ait iktisadi işletmelerin faaliyetlerinin sürekli olması ve ticari, sınai ve zirai nitelik taşıması gerektiği, olayda, davacı vakfın kendi üyeleri dışındaki kişilere borç vererek yüksek oranda ticari amaçla faiz geliri elde ettiğine dair tespit bulunmadığı, tapu sicil müdürlüklerinde sunulan tapu hizmetleri karşılığında elde edilen bağış geliri ile ilgili olarak Vakıf temsilcisinin söz konusu gelirlerin bağış makbuzları ile tahsil edildiği şeklinde ifadesinin bulunduğu, inceleme elemanınca bu bağışların, vakfın tapu sicil müdürlüklerinde yapmış olduğu işlemde hizmetin yürütülmesi için verilen bir bedel olarak kabul edilmesi gerekeceği ileri sürülmüşse de bağışların tapu işlemi yaptıran kişilerden zorla tahsil edildiğine dair bir tespit ya da ihbar bulunmadığı, bu bağışların gönüllü ve sosyal amaçlı olanları ile aksi yönde ödenilen paralar olup olmadığının saptanmadığı, bu gelirin de ticari faaliyet olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, vakıf tarafından tapu hizmetinin daha hızlı ve sağlıklı yürütülmesi karşılığında bağışların alındığını, üyelere faiz karşılığı borç verildiğini, bu faaliyetlerin ticari nitelik taşıdığını ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir

Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi H.Gül Yılmaz'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemiştir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin (c) bendinde iktisadi kamu müesseselerinin, (D) bendinde de dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin kazançlarının kurumlar vergisine tabi olduğu belirtilmiş; Kanunun 4 üncü maddesinde iktisadi kamu müesseseleri, "Devlete, özel idarelere, belediyelere ve diğer kamu idarelerine ve müesseselerine ait ve tabi olup, faaliyetleri devamlı bulunan ve birinci maddenin (A) ve (B) işaretli bentleri haricinde kalan ticari, sınai ve zirai işletmeler" olarak tanımlanmıştır. 4 üncü maddenin ikinci fıkrasında ise, bunların kazanç gayesi gütmemelerinin, faaliyetin kanunla tevdi edilmiş görevler arasında bulunmasının, tüzel kişiliklerinin olmamasının, müstakil muhasebeleri ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya işyerlerinin bulunmamasının mükellefiyetlerine tesir etmeyeceği belirtilmiştir. Aynı Kanunun 5 inci maddesinde de, dernek ve vakıflara ait veya bağlı olup 4 üncü maddede yazılı şartlara haiz bulunan işletmelerin, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri olduğu ifade edilmiştir.

Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde de her türlü ticari ve sınai faaliyetten doğan kazancın ticari kazanç olduğu belirtilmiştir. Ticari faaliyetin en önemli özelliği, gelir sağlama amacına yönelik olması, faaliyetin ticari bir organizasyona dayalı bulunması ve devamlılık arzetmesidir. İktisadi kamu müesseseleri ile dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmelerin ise kar elde etme amaçlarının olup olmaması ve yürütülen faaliyetin kanunla verilmiş görevler arasında bulunması, kurumlar vergisine tabi tutulmalarına engel teşkil etmediği gibi, bu işletmelerin tüzel kişiliklerinin olmaması, bağımsız muhasebelerinin ve kendilerine tahsis edilmiş sermayelerinin veya iş yerlerinin bulunmaması da mükellefiyetlerini etkilememektedir. Ancak, kamu yararına yönelik faaliyetlerde bulunan bir kısım iktisadi işletmeler için kurumlar vergisi uygulamasında vergileme yapılmak istenmediğinde özel muafiyet ve istisna hükümleri getirilmek suretiyle bazı faaliyetler vergi dışı bırakılmaktadır.

Nitekim Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 16.6.1994 gün ve E:1992/2, K:1994/2 sayılı kararı ile derneklerin ve vakıfların bu tür faaliyetlerinin iktisadi işletme sayılması ve elde ettikleri gelirlerinden dolayı kurumlar vergisi mükellefi olmaları gerektiği yolunda karar verilmiştir.

Davacı vakıf, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü Mensupları arasında, sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak amacıyla kurulmuş olmakla birlikte üyelerine verdiği kredi karşılığında faiz hesaplanmıştır. Faiz geliri elde edilmesine yönelik bu faaliyetin ticari nitelikle olduğu tartışmasızdır. Diğer yandan vakıf, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne bağlı birimler tarafından yürütülen tapu hizmeti karşılığı üçüncü kişilerden bağış makbuzu ile gelir toplamış olup, hizmetten yararlanmayan vatandaşların kendi istekleri ile amacı vakıf üyeleri arasındaki yardımlaşma ve dayanışmayı sağlamak olan davacı vakfa bağışta bulunmaları mümkün bulunmadığından bu işlemin de gelir elde etme amacına yönelik olduğunun kabulü gerekir. Belirtilen faaliyetlerin devamlı olduğu hususu da gözönüne alındığında vakfın bu faaliyetlerinin iktisadi işletme sayılması ve bu nedenle elde ettiği gelirin kurumlar vergisine tabi tutulması gerektiğinden aksi yönde verilen mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Bu nedenle, Ankara 3. Vergi Mahkemesinin 10.6.2002 günlü ve E:2002/97, K:2002/526 sayılı kararının bozulmasına 27.1.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyım.

BŞ/ŞGK
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı