YÜKÜMLÜ TARAFINDAN ARAZİ OLARAK BEYAN EDİLEN TAŞINMAZLAR HAKKINDA ARA-
Zİ NİSBETİ UYGULANARAK VERGİ HESAPLANMASI GEREKECEĞİ ANCAK VERGİ DAİRE
SİNCE SÖZ KONUSU YERİN ARSA OLDUĞUNUN SAPTANMASI HALİNDE İKMALEN ARSA
VERGİSİ SALINABİLECEĞİ HK.
Uyuşmazlık; yükümlünün 1983 genel beyan döneminde arazi olarak beyan
ettiği taşınmazın, Vergi Dairesince arsa olarak kabul edilmesi üzeri-
ne, yükümlüce ihtirazi kayıtla verilen arsa beyannamesinden sonra açı-
lan davanın reddine ilişkin Vergi Mahkemesi kararının, taşınmazın ara-
zi niteliğinde bulunduğu ve kısıtlılık durumunun dikkate alınmadığı i-
leri sürülerek bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.
1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 2587 sayılı kanunla değişik 20.mad
desinin 1.fıkrasında, arazi vergisinin, mükelleflerin yazılı beyanı ü-
zerine tarh ve tahakkuk ettirileceği belirtilmiş olup, 213 sayılı Ver-
gi Usul Kanununun tahakkuk fişi esası başlığını taşıyan 25.maddesinin
1.fıkrasında ise, vergi kanunlarına göre beyan üzerinden alınan vergi-
lerin tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk ettirileceği, 2.fıkrasında da
bu esasa göre vergi dairesince beyannamenin alınması üzerine bir tahak
kuk fişinin tanzim olunacağı ve bunun bir nüshasının mükellefe veyahut
beyannameyi mükellef namına vergi dairesine tevdi edene verileceği, bu
suretle verginin tahakkuk etmiş olacağı, tahakkuk fişinin mükellefe
verilen nüshasının aynı zamanda beyannamenin makbuzu yerine geçeceği
hükme bağlanmıştır.
Belirtilen yasa hükümleri ile, yükümlüler tarafından arazi olarak, be-
yan edilen taşınmazlar hakkında vergi dairesi müdürlüğünce arazi nisbe
ti uygulanarak hesaplanacak vergilerin tahakkuk fişi ile yükümlülere
tebliğ edilmesi, ancak sonradan 213 sayılı yasanın 29.maddesi gereğin-
ce elde edilen kayıt, belge ve maddi ölçülere göre taşınmazların arsa
vasfında olduğunun vergi dairesi müdürlüğünce saptanması halinde ikma-
len tarh olunacak vergilerin ihbarname ile tebliğ edilmesi gerekmekte-
dir. Bu nedenle söz konusu olayda arazi olarak beyan edilen taşınmazın
arsa olarak kabul edilerek yükümlünün vermiş olduğu arazi beyannamesi-
nin kabul edilmiyerek, arsa beyannamesi istenilmesinde yasal isabet
bulunmamaktadır.
Öte yandan, 1319 sayılı Emlak Vergisi Kanununun 12.maddesi hükmüne da-
yanılarak Bakanlar Kurulunca çıkarılan 28.2.1983 gün ve 1983/6122 sayı
lı Arsa Sayılacak Parsellenmemiş Arazi Hakkında Kararın 1.maddesinin
(b) bendinde, belediye ve mücavir alan sınırları içinde bulunup da i-
mar planı ile iskan sahası olarak ayrılmamış olmakla beraber fiilen
meskun halde bulunan ve belediye hizmetlerinden faydalanmakta olan yer
ler arasında kalan parsellenmemiş arazi ve arazi parçalarının arsa sa-
yılacağı, ancak bu yerlerdeki arazi ve arazi parçalarının zirai faali-
yette kullanılıp kullanılmadığının vergi dairesince yoklama ile tespit
olunacağı, bu kararda sözü edilen zirai faaliyetin kapsam ve niteliği-
nin Maliye Bakanlığınca belirleneceği açıklanmıştır.
Maliye Bakanlığınca yukarıda anılan madde hükmüne dayanılarak yayınla-
nan 16 seri nolu tebliğin 11/4.maddesinin 1.fıkrasında, arazinin zirai
faaliyette kullanılıp kullanılmadığının ilke olarak herhangi bir belge
ile tevsikinin gerekli olmadığı, bu kabil araziler için mükelleflerce
arazi vergisi beyannamesi verilmesinin yeterli olduğu, 3.fıkrasında
ise, arazinin ormanlık veya ağaçlık olması halinin Emlak Vergisi Kanu-
nunun 8 seri numaralı genel tebliğindeki açıklamalara ve bu tebliğ e-
kindeki kararın 1 ve 3.maddelerinde yer alan esaslara uygun olarak be-
her dönümde bulunan ağaç, fidan, ocak, omca ve kök sayısı belirtilmek
suretiyle Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığının yetkili mahalli kuru-
luşundan alınacak bir belge ile tevsikinin gerekeceği açıklanmıştır.
Yukarıda açıklanan kararname ve tebliğ hükümleri gereğince yükümlüle-
rin arazilerini zirai faaliyette kullandıklarını herhangi bir belge i-
le tevsiki gerekmeyip arazi vergisi beyannamesi vermeleri yeterli ola-
caktır. Ancak söz konusu arazilerin zirai faaliyette kullanılmadığının
vergi dairesi müdürlüğünce yoklama ile saptanması gerekecektir. Arazi-
nin ormanlık ve ağaçlık olması halinde de bu durumu Tarım Orman ve Köy
işleri Bakanlığının yetkili mahalli kuruluşundan alınacak bir belge i-
le kanıtlanması icapetmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden uyuşmazlık konusu taşınmazın, Orman Ka
dastro Komisyonunca orman sayılmayan yerlerden olduğunun ilan edildiği
ve buna karşı Orman Genel Müdürlüğünce dava açılmış olup, ihtilafın ha
len devam ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıya alınan yasal düzenlemeler karşısında taşınmazın
arazi olarak beyan edilmesi yerinde olup, zirai faaliyette kullanılma-
dığı da herhangi bir yoklama fişi ile de saptanmadığından, ihtilaflı
taşınmazın arazi olarak beyan edilmesine rağmen, bunun kabul edilmeye-
rek arsa olarak beyanının istenilmesinde yasal isabet bulunmamaktadır.
Taşınmazın kısıtlı olduğu konusuna gelince, 1319 sayılı yasanın 1610
sayılı yasa ile değişik 19.maddesinde, kanunların verdiği yetkiye daya
nılarak tasarrufu yasak edilen arazinin vergisi, mükelleflerce keyfiye
tin vergi dairesine bildirilmesi veya vergi dairesince resen tespit e-
dilmesi üzerine, yasaklama tarihini izleyen taksitlerden itibaren bu
hallerin devam ettiği sürece alınmayacağı, hükmü yer almıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, yükümlünün 1981,1982 ve 1983 yılların-
da verdiği beyannamelerinde taşınmaz için orman ve yeşil saha şerhini
verdiği, 1983 yılında verilen arazi beyannamesinin vergi dairesi müdür
lüğünce kabul edilmemesi ve arsa beyannamesinin istenilmesi üzerine de
14.2.1984 de ihtirazi kayıtla bu arsa beyannamesini verdiği anlaşıldı-
ğından ve Vergi dairesince bu durumun resen de tespit edilmesinin ya-
sal zorunluluk olması karşısında, anılan madde hükmü uyarınca gerekli
tespit ve uygulamanın yapılmamasında yasalara uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, Vergi Mahkemesi kara-
rının bozulmasına, tahakkuk ettirilen Arsa Vergisinin terkinine karar
verildi.
(MS/YÖ)
|