|
Dairesi
Faaliyetlerini uzun süreden beri bırakmış, ortakları dağılmış, sorumlu ve muhatap tutulacak bir temsilci veya tasfiye memuru bulunmayan kurumların mükellefiyet kayıtlarının silinmesinin hangi koşullarda mümkün olabileceği h.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
02-04-1991
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Sayı : 22118224/25031 Faaliyetlerini uzun süreden beri bırakmış, ortakları dağılmış, sorumlu ve muhatap tutulacak bir temsilci veya tasfiye memuru bulunmayan kurumların mükellefiyet kayıtlarının silinmesinin hangi koşullarda mümkün olabileceği h. Olayda, Kızılbey Vergi Dairesi mükelleflerinden (M) Kültürel Hizmetler ve Tic. Ltd. Şti.’nin ortaklarından (Z.Ş.)’nin 24.4.1974 gün ve 9422 sayılı dilekçelerinde, şirketin gayri faal olmasına rağmen, ortakların dağılmış olmasından dolayı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre tasfiye için gerekli olan vecibeleri yerine getiremediklerinden dolayı tasfiye işlemlerinin yapılamadığım bildirdikleri belirtilmektedir. Diğer taraftan yazınızda, Türk ticaret Kanunu’na göre gerekli işlemler ifa olunmadan tasfiyenin kabul edilmesi mümkün olmamakla birlikte, faaliyetlerini uzun süredir bırakmış, ortakları dağılmış, sorumlu ve muhatap tutulacak bir temsilcisi ve tasfiye memuru dahi bulunmayan adı geçen kurumun tasfiyesinin tescil ettirilmemesinden dolayı mükellefiyetinin devam ettirilmesinin bir fayda sağlamayacağı bildirilerek, yapılacak işleme esas olmak üzere Bakanlığımız görüşünün bildirilmesi istenilmektedir. 12.2.1984 tarihli yazınız üzerine daha önce Valiliğinize gönderilen 7.11.1988 tarih ve 22139240/70047 sayılı yazımızla faaliyetlerini uzun süreden beri bırakmış, ortakları dağılmış, ortaklığın feshine ve tasfiyesine tevessül edilmiş, sorumlu ve muhatap tutulacak bir temsilci veya tasfiye memuru dahi bulunmayan kurumların; işyerlerinin ve faaliyetlerinin tamamen terk edildiği, ortaklarının dağılmış olduğu ve bu suretle nerede olduğu bilinemediği yapılan inceleme ve tahkikat sonucu sabit olduğu takdirde, kayıtlarına terk keyfiyetinin işaret edilmek suretiyle dosyaların hıfza kaldırılması bildirilmişti. Ancak 22.4.1989 tarihli yazınız üzerine konu ile ilgili olarak Baş Hukuk Müşavirliği ve Muhakemat Genel Müdürlüğü’nden alınan mütalaa yazıda kurumların tasfiye ve iflasın kapandığı tarihe kadar vergi ile ilgili muameleler devam edeceğinden, inceleme raporlarına göre daha önce mükellefiyet kayıtlarının kapanmasının mümkün olmadığı hususuna yer verilmiştir. Bu açıklamalara göre, kurumların, tasfiye veya iflasın kapandığı tarihe kadar vergi ile ilgili muameleleri devam edeceğinden, işyeri veya faaliyetlerim terk etmekle birlikte, tesfiye veya iflasın sona erdiğini tescil ve ilan ettirmeyen kurumların mükellefiyet kayıtlarının devam ettirilmesi gerekmektedir. Bu durumda, hukuken tüzel kişiliği devam eden adı geçen kurumun mükellefiyetlerini yerine getirmesi gerekmektedir. Öte yandan, anılan şirketin ortağı bulunan Z.Ş. hakkında yürütülecek takibatta ise; 1. Adı geçenin, şirketin sadece ortağı olması halinde 6183 sayılı Kanun’un 35. maddesi uyarınca, Limited Şirket ortakları şirketin ödenmemiş borçlarından dolayı vazettikleri veya vaz’ını taahhüt eyledikleri sermaye miktarında sorumlu olacaklarından, Z.Ş. hakkında bu madde uyarınca işlem yapılması ve şirkete koyduğu sermaye miktarı kadar kamu alacağına karşılık ödeme yapılmış olması halinde takibata devam edilmemesi, 2. Z.Ş.’ün Limited Şirketteki ortaklık hali dışında aynı zamanda kanunî temsilcisi olması halinde ise 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi uyarınca amme alacağının tahsili için takibatın sürdürülmesi gerekmektedir. Tasfiye ve iflas hallerinde tasfiye ve iflas işlemlerinin sonuçlanmaması halinde, bu mükellefler hakkında inceleme elemanlarınca tanzim edilecek inceleme raporu sonuçlarına göre vergi dairesindeki mükellefiyet kayıtlarının silinmesinin hukuken mümkün olup olmadığına ilişkin Başhukuk Müşavirliğimiz görüşünün bildirilmesi istenilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 162. maddesinde, tasfiye ve iflas hallerinde mükellefiyetin vergi ile ilgili muamelelerin tamamen sona ermesine kadar devam edeceği hükme bağlanmıştır. Maddede vergi ile ilgili muamelelerin tasfiyenin ve iflasın kapanıncaya kadar devam edeceği dikkate alınarak tasfiye memurları veya iflas dairesine tasfiye veya iflasın kapandığım vergi dairesine bildirme zorunluğu getirilmiştir. iflas idaresi, müflisin masaya dahil mallarım iflas kapanıncaya kadar her zaman paraya çevirerek sıra cetveli dairesinde dağıtabileceği gibi iflas kapanıncaya kadar müflisin masaya girecek yeni bir malvarlığı da bulunabilir. Diğer taraftan iflas halinde, iflas açılmadan önce doğan ve iflas masasına alacak kaydedilen vergi borçları yanında bizzat iflas idaresinin işlemlerinden doğan vergi borçları da sözkonusu olabilir, iflas idaresi burada vergi hukuku anlamında vergi sorumlusu değil vergi yükümlüsü (mükellefi)dir ve iflas idaresinin bu yükümlülüğü iflas kapanıncaya kadar devam edecektir. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 33, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 34. maddelerinde, Tasfiye Memurlarının sorumlulukları hakkında özel bir düzenleme getirilmiştir. Bu hükümlerde de tasfiyenin sonuçlanması esas alınarak düzenleme yapılmıştır. Yine Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde, tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yerine tasfiye döneminin kaim olacağı, tasfiye döneminin ise kurumun tasfiye haline girdiği tariften başlayıp tasfiyenin bittiği tarife kadar devam edeceği belirtilmiştir. İzah edilen nedenlerle, tasfiye ve iflasın kapandığı tarihe kadar vergi ile ilgili muameleler devam edeceğinden inceleme raporu sonuçlarına göre daha önce mükellefiyet kayıtlarının silinmesinin mümkün olamıyacağı düşünülmüştür. (24.8.1989 tarih ve 419816126 sayılı)
|
|