|
Dairesi
VUK'un 323. maddesinde dava ve icra safhasında bulunan alacaklar şüpheli alacak sayıldığından icra safhasındaki kefilli alacağa şüpheli alacak karşılığı ayrılabileceği.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Danıştay Dördüncü Daire
Tarih : 02.03.2004
Esas No : 2002/4579
Karar No : 2004/355
VUK'un 323. maddesinde dava ve icra safhasında bulunan alacaklar şüpheli alacak sayıldığından icra safhasındaki kefilli alacağa şüpheli alacak karşılığı ayrılabileceği.
İstemin Özeti: Factoring hizmetleriyle uğraşan davacı kurum 2000 yılı kurumlar vergisi beyannamesini icra safhasında bulunan kefilli alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması gerektiği ihtirazi kaydıyla vererek tahakkuk eden vergi ve fon payının iadesi istemiyle dava açmıştır. (...) Vergi Mahkemesi kararıyla; kefilin malvarlığının diğer unsurlar gibi hemen nakte çevrilmesinin ve alacaklının uhdesine geçmesinin söz konusu olmadığı, kambiyo usulüne göre takip gerektirdiği, dolayısıyla şahsi kefaletin teminat olmadığı ve risk faktörü taşıdığı, nitekim 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'da da teminatlar 10. maddede sayılmasına rağmen şahsi kefaletin 11. maddede düzenlendiği, davalı idarece aciz vesikası alınmadan karşılık ayrılamayacağı yolundaki iddianın da Vergi Usul Kanununun 323. maddesi hükmü karşısında geçersiz olduğu, hem borçlu hem de kefil hakkındaki takibin sonuçsuz kalması halinde alacağın şüpheli halden çıkıp, değersiz alacak haline geleceği, Kanunun 323. maddesinde dava veya icra safhasında bulunan alacakların şüpheli alacak sayılacağının açıkça belirtildiği, bu durumda ihtirazi kayıt kabul edilmeyerek yapılan tahakkukta isabet bulunmadığı gerekçesiyle tahakkuk eden vergi ve fon payının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, şahsi kefaletin teminat sayıldığını ve kefilli alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.
Karar: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine oybirliğiyle karar verildi.
|
|