|
Dairesi
Ferdi bir işletme sahibinin, işletmeden oğluna ödediği ücretlerin, ticari kazancın tespitinde gider olarak nazara alınması mümkün bulunmamaktadır.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 24.12.1996
Sayı : B.07.0.GEL.0.60/60002100/61598
Ferdi bir işletme sahibinin, işletmeden oğluna ödediği ücretlerin, ticari kazancın tespitinde gider olarak nazara alınması mümkün bulunmamaktadır.
Bilindiği üzere, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61. maddesinde ücretin tanımı yapılmış, aynı Kanunun 94. maddesinde ise, nakden veya hesaben yaptıkları ücret ödemelerinden vergi tevkifatı yapmak zorunda olan vergi sorumluları (işverenler) belirtilmiş, 98. maddesinde de, '94 ve 96. maddeler gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur olanlar bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın 20. günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecburdurlar...' hükme yer almıştır,
Bu hükümler uyarınca, ilgi yazınızda sözü edilen .......... yanında çalıştırmış olduğu oğluna herhangi bir ücret ödemesinde bulunmadığının tespit edilmesi halinde, muhtasar beyanname vermesine gerek bulunmamaktadır.
Öte yandan anılan Kanunun 41/2. maddesinde, 'Teşebbüs sahibinin kendisine, eşine küçük çocuklarına işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar...'in ticari kazancın tespitinde gider olarak indirilemeyeceği hükme bağlanmıştır.
Bu hüküm uyarınca, ferdi bir işletme sahibinin, işletmeden oğluna ödediği ücretlerin, ticari kazancın tespitinde gider olarak nazara alınması mümkün bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, 7338 sayılı Veraset ve intikal Vergisi Kanununun 1. maddesinde,' Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıslara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset tarikiyle veya herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan diğer şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabidir' hükmü getirilmiş, aynı Kanunun 2. maddesinin (d) bendinde de, ivazsız intikal tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan ivazsız iktisapları ifade edeceği belirlenmiştir.
Bu hükümlere göre, malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikal veraset ve intikal vergisine tabi olup, verginin mükellefi kendilerine belirtilen şekillerde mal intikal eden şahıslardır. Diğer bir ifade ile bir kişinin veraset ve intikal vergisinin, mükellefi olabilmesi ve kendisinden beyanname işlenebilmesi için kendisine veraset yolu ile veya ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde mal intikal etmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, adına kayıtlı vasıtada ücretsiz çalıştırdığı oğluna hayatım idame ettirmek amacıyla babası........ tarafından yapılması muhtemel ödemelerin
veraset ve intikal vergisi yönünden ivazsız intikal olarak değerlendirilmesi mümkün değildir.
|
|