Dairesi
Gerçek kişilerin özel servetlerine dahil hisse senetleri dolayısıyla elde edilen rüçhan haklarının elden çıkartılması neticesinde elde edilen gelirler 19992002 yılları arası gelir vergisinin konusuna girmemektedir.
Karar No
0
Esas No
0
Karar Tarihi
01-01-2000
Maliye Bakanlığı Tarih : 24.06.2000 Sayı : B.07.0.GEL.0.43/4305210 Gerçek kişilerin özel servetlerine dahil hisse senetleri dolayısıyla elde edilen rüçhan haklarının elden çıkartılması neticesinde elde edilen gelirler 19992002 yılları arası gelir vergisinin konusuna girmemektedir. Yazınızla, (...) Mağazacılık A.Ş'ye hitaben verilen görüşte, Sermaye Piyasası Kurulu'na tabi halka açık anonim şirket statüsünde olan şirketin, 21.03.2000 tarihinde sermaye artırımı kararı aldığı, hissedarlarından olan gerçek kişilerden bazılarının kendi kişisel portföylerinde bulunan hisse senetleri nedeniyle arttırılan sermayeden öncelikle pay alma haklarını (rüçhan hakkı) kullanmak istemediklerini ve bu haklarını belgeleyen kuponlarını ortağı bulundukları bir holdinge devretmeyi düşünmeleri halinde, hisse senetlerinin elden çıkarılması ile hisse senetlerini öncelikli elde etme hakkı olan rüçhan hakkının elden çıkarılması arasında nitelik bakımından bir fark bulunmaması nedeniyle rüçhan haklarının elden çıkarılması karşılığında elde edilen gelirin de değer artış kazancı olacağı belirtilmiş olup; bu konuda aşağıdaki açıklamaların yapılmasına gerek duyulmuştur. Bilindiği üzere, 4369 sayılı Kanunla değişen 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 80. maddesinin birinci fıkrasında; 'Bu kanunun 2. maddesinin 16 numaralı bentlerinde yazılı gelir unsurları ile ilişkilendirilemeyen gelirlerin, kaynağı ne olursa olsun diğer kazanç ve irat olarak bu bölümde yeralan hükümlere göre vergilendirileceği' hükme bağlanmış, ancak Gelir Vergisi Kanunu'na 4444 sayılı Kanunla eklenen geçici 56. madde hükmüyle de '19992000 yılları gelirlerinin vergilendirilmesinde, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 1,2, 80, 81, 82, geçici 46 ve geçici 47. maddeleri yerine aşağıdaki hükümlerin uygulanacağı açıktır. Aynı Kanun'un geçici 56. maddesinin 'Değer artışı kazançları' başlıklı (D) bendinin birinci fıkrasında ise 'ivazsız olarak iktisap edilenler hariç olmak üzere; hisse senetlerinin iktisap tarihinden başlayarak üç ay içinde veya iktisaptan evvel elden çıkartılmasından sağlanan kazançlar ile diğer menkul kıymetlerin (menkul kıymetler yatırım fonlarının katılma belgeleri hariç) elden çıkartılmasından doğan kazançlar'ın; ikinci fıkrasında 70. maddenin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde yazılı hakların (ihtira beratları hariç) elden çıkarılmasından doğan kazançların, değer artış kazancı olduğu hükme bağlanmıştır. Ancak, 2499 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu'nun 3. maddesinin (b) bendinde, 'menkul kıymetler, ortaklık veya alacaklılık sağlayarak belli bir meblağı temsil eden; hisse senetleri, tahviller ve hazine bonoları gibi kıymetler' olarak tarif edilmiştir. Yani menkul kıymetin ana unsurları bir meblağı temsil etmesi ve ortaklık veya alacaklılık hakkı vermesidir. Halbuki rüçhan hakkı belgeleri belli bir meblağı içermemektedir. Ayrıca böyle bir belgenin düzenlenmesi de mecburi değildir. Diğer yandan, Türk Ticaret Kanun'unda menkul kıymeti de içeren kıymetli evrakın tarifi 557. maddede yapılmış olup, bu tarife göre; 'kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak, senetlerden ayrı olarak dermayen edilemediği gibi, başkalarına da devredilemez'. Oysa, rüçhan hakları, opsiyon belgesi halinde olsa dahi, o belge olmadan hakkın sahibi tarafından dermayen edilebilir ve başkaların ada devredilebilir. Dolayısıyla her iki kanundaki tariflere göre, rüçhan hakkı belgelerini menkul kıymet olarak nitelemek mümkün değildir. Buna göre, gerek Türk Ticaret Kanunu bakımından gerekse Sermaye Piyasası Kanunu bakımından, gerçek kişilerin sahip oldukları Rüçhan Hakkı belgelerini bir menkul kıymet olarak kabul etmek ve bunların elden çıkarılmasından sağlanan gelirleri Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 56. maddesinin (D) fıkrasının 1. bendine göre vergiye tabi tutmak mümkün değildir. Ayrıca, gerçek kişilerin özel servetlerine dahil hisse senetleri dolayısıyla hissedarı bulundukları Anonim Ortaklıklardan sermaye artırımı sırasında Türk Ticaret Kanunu'nun 394. maddesi uyarınca sahip oldukları rüçhan haklarının (belgeler dahil); 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 70. maddesinin birinci fıkrasının 5 numaralı bendinde yazılı haklarla da benzerlik göstermemesi nedeniyle, rüçhan hakkının (belgeler dahil) özel servetlerine dahil hisse senetleri dolayısıyla iktisap eden gerçek kişilerin, bu haklarını elden çıkarma karşılığında elde ettikleri gelirlerin de Gelir Vergisi Kanunu'nun geçici 56. maddesinin (1) fıkrasının ikinci bendine göre vergiye tabi tutulması olanaklı değildir. Yapılan açıklamalara göre, gerçek kişilerin özel servetlerine dahil hisse senetleri dolayısıyla iktisap edilen rüçhan haklarının (belgeler dahil) elden çıkarılmasından sağlanan gelirler, 19992002 yıllarında gelir vergisinin konusuna girmemektedir.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı