|
Dairesi
Motorlu nakil vasıtasını bizzat kullanmak ticari faaliyetin bir devamı sayılır. Ticari faaliyetini bizzat devam ettiren ve benzin masraflarım da doğrudan doğruya kendisi karşılayan mükellefin yük ve yolcu nakliyeciliğin işini PTT Başmüdürlüğü’ne karşı taahhüt etmesi karşılığında elde ettiği ha
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 10.12.1982
Sayı : 111211352145/112065
Motorlu nakil vasıtasını bizzat kullanmak ticari faaliyetin bir devamı sayılır. Ticari faaliyetini bizzat devam ettiren ve benzin masraflarım da doğrudan doğruya kendisi karşılayan mükellefin yük ve yolcu nakliyeciliğin işini PTT Başmüdürlüğü’ne karşı taahhüt etmesi karşılığında elde ettiği hasılatın gayrimenkul sermaye iradı kabulü mümkün olmadığından tevkifat yapılması da sözkonusu değildir.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 37. maddesinde; her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç sayılacağı hükme bağlanmış, aynı kanunun 46. maddesinde, götürü usulde ticari kazancın tespit şekli gösterilmiştir.
Buna göre, dilekçe sahibi motorlu nakil vasıtasını bizzat kullanmakta olup, bu durum ticari faaliyetin devamım açıkça ortaya koymaktadır, ilgilinin mezkur kuruma karşı nakliyecilik taahhüdünde bulunması işaret edilen vasfı ortadan kaldıramaz.
Diğer taraftan ticari faaliyetini bizzat devam ettiren ve benzin masraflarım da doğrudan doğruya kendisi karşılayan mükellefin, yük ve yolcu nakliyeciliği işini PTT Başmüdürlüğü’ne karşı taahhüt etmesi karşılığında elde ettiği hasılatın gayrimenkul sermaye iradı kabul edilmesi mümkün olamayacağından, tevkifat (stopaj) yapılması da sözkonusu değildir.
Motorlu nakil vasıtasının zilyedliğini devreder mahiyette olup da, otonun kullanılmasını, bakım ve onarımım, benzin giderlerini, sair her türlü masraflarım kendi üzerinde bırakmayan kimselerin durumlarının ise kanunun 70/8. maddesine göre ele alınması zorunludur.
Götürü usule tabi olmanın özel şartlarım gösteren GVK’nun 48. maddesi 9. bendinde yer alan haddin aşıldığının tespitiyle müteakip takvim yılı basından itibaren ilgilinin gerçek usulde mükellefiyetinin tesisi icap etmektedir.
|
|