|
Dairesi
Bankanın sandığına personelce ödenen zorunlu tasarruf nemalarının alacak faizi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Müessesenin var olan sosyal güvenlik müesseseleri tarafından yapılan ödemelerinde GVK’nın 216 seri no.lu Genel Tebliği’ndeki açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 22.03.2000
Sayı : B.07.4.DEF.0.34.II/GVK75/67035
Bankanın sandığına personelce ödenen zorunlu tasarruf nemalarının alacak faizi olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Müessesenin var olan sosyal güvenlik müesseseleri tarafından yapılan ödemelerinde GVK’nın 216 seri no.lu Genel Tebliği’ndeki açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir.
Dilekçenizde, tarafınıza ödenen zorunlu tasarruf nemalarının ve çalıştığınız müessesenin var olan sosyal güvenlik vakfına her ay maaşınızdan kesilen kesintileri karşılığında 1999 yılında tarafınıza yapılan ödemenin alacak faizi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ile eğer değerlendirilecek ise yıllık gelir vergisi beyannamesi verilip verilmeyeceği konusunda Defterdarlığımız görüşünü sorduğunuz anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun ’menkul sermaye iradı’ başlıklı 75. maddesinde; ’sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye ve para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kâr payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır.
Kaynağı ne olursa olsun aşağıda yazılı iratlar menkul sermaye iradı sayılır;
............
6. Her nevi alacak faizleri (adi, imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla cari hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu tüzel kişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil)’ hükmü yeralmaktadır.
Aynı kanunun ’Müteferrik İstisnalar’ düzenleyen bölümünün ’tazminat ve yardımlarda’ başlıklı 25. maddesinin 3. bendinde; ’(4369 sayılı Kanun’un 29. maddesiyle değişen bent) (29.07.1998 tarihinden geçerli olmak üzere) Kanunla kurulan veya tüzel kişiliği haiz olan emekli sandıklarına kendilerine zat karşılığı bağlananlara aylıkları dışında, kanunları veya statüleri gereğince verilen emekli, dul, yetim ve evlenme ikramiyeleri veya iade olunan mevduatı ve sürelerini doldurmamış bulunanlarla dul ve yetimlerine toptan ödenen tazminatlar ile on yıl süre ile prim veya aidat ödenmiş olmak kaydıyla Türkiye’de kain ve merkezi Türkiye’de bulunan sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından iade olunan mevduat veya toptan yapılan ödeme tutarı (Kamu idare ve müesseseleri ile kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumları dışında kalan tüzel kişiliği haiz emekli sandıkları ile sigorta şirketleri ve yardım sandıkları tarafından ödenen tazminat, yardım ve toptan yapılan ödemeler en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ödeme tutarından fazla ise aradaki fark ücret olarak vergiye tabi tutulur. Bu mukayesede gerek muhtelif emekli sandığı ile sigorta şirketleri ve yardım sandıklarından muhtelif zamanlarda alınan ikramiye, tazminat ve toptan yapılan ödemeler topluca dikkate alınır)’ amir hükmü yeralmaktadır.
Konu ile ilgili açıklamalar, Gelir Vergisi Kanunu’nun 216 seri Numaralı Genel Tebliği’nde de ayrıntılı olarak yapılmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalara göre, zorunlu tasarruf nemalarınız 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. maddesinin 6. bendi hükmü gereği, alacak faizi olarak ve dolayısıyla menkul sermaye iradı kapsamında da değerlendirilmesi olanaklı olmayıp, yıllık olarak verilen Gelir Vergisi beyannamesi verilmeyeceği de açıktır.
Ayrıca çalıştığınız müessesenin, sosyal güvenlik vakfınca, tarafınıza yapılan ödemenin değerlendirilmesi ise Gelir Vergisi Kanunu 216 seri no.lu Genel Tebliği’ndeki açıklamalar çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Eğer, sözkonusu vakfa 10 yıl veya daha fazla ödemede bulunulduktan sonra tarafınıza bir ödemede bulunulmuş ise en yüksek Devlet memuruna ödenen en yüksek ikramiye tutarına kadar olan kısım vergiden istisna edilecek; kalan kısım ücret olarak vergiye tabi tutulacaktır. Ancak 10 yıl prim ödemeden ayrılmış iseniz, aynen iade olunan mevduat vergiye tabi olmayacak, ilave kısım alacak faizi olarak vergiye tabi olacaktır. Alacak faizine Gelir Vergisi Kanunu’nun 76. maddesine göre belirlenen oranda (1999 yılı için % 45.9) indirim oranı uygulandıktan sonra kalan miktar ne olursa olsun menkul sermaye iradı olarak beyan edilecektir.
|
|