|
Dairesi
Aciz vesikasına dayanılarak bir alacağın değersiz alacak olarak kabulüne olanak yoktur. Bu tür alacaklar ancak karşılık ayırmak suretiyle amorti edilebilir.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 31.03.1975
Sayı : 9.24458.32341/18318
Aciz vesikasına dayanılarak bir alacağın değersiz alacak olarak kabulüne olanak yoktur. Bu tür alacaklar ancak karşılık ayırmak suretiyle amorti edilebilir.
iliniz .... Vergi Dairesi mükelleflerinden ......'nin, 1972 takvim yılında 86.944 liralık alacağım bilançonun pasifinde karşılık ayırmaksızın karzarar hesabına intikal ettirdiği;
Yapılan bir inceleme sırasında durumun ortaya çıkarıldığı ve mükelef adına cezalı ikmal tarhiyatında bulunulduğu;
Bunun üzerine mükellefin, sözkonusu alacağı 1974 takvim yılında karşılık ayırmak suretiyle zarar kaydetmek için müracaatta bulunduğu;
Valiliğinizin ise, ortada bir aciz vesikası olduğunu ileri sürerek, sözü edilen alacağı değersiz alacak kabul edip, doğrudan zarar yazılmasını mütalaa ettiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 322. maddesinde değersiz alacaklar 'kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmayan alacaklar' olarak tanımlanmaktadır.
Bu hükme göre, bir alacağın değersiz alacak olarak zarara geçirilebilmesi için mutlak surette tahsiline imkan kalmamış olması lazımdır.
Öte yandan, kanun koyucu, alacağın tahsiline imkan kalmadığı, hususunun, ya kazai bir hükümle yahutta kanaat verici bir vesika ile tevkif olunmasını şart koşmuş, fakat kanaat verici vesikanın ne olduğunu belirtmemiş ve bunu takdire bırakmıştır.
Aciz vesikası, alacağın ortadan kalktığım değil ve fakat borçlunun ödeme gücü olmadığım gösteren bir belgedir. Bu durumda zamanaşımı da söz konusu olmadığından ileride borçlunun ödeme gücü doğduğunda alacaklının borçlu hakkında tekrar takibata geçerek alacağım tahsil yönüne gitme olanağı vardır.
Bu nedenle, bir alacağın, aciz vesikasına dayanarak değersiz alacak olarak kabulüne ve sonuç olarak doğrudan zarar yazılmasına olanak bulunmamaktadır.
Ancak, yazınız ve eklerinden şüpheli alacak haline geldiği anlaşılan söz konusu alacağı, 1974 yılında bilançonun pasifinde karşılık ayırmak kayıt ve şartıyla zarar yazılmasında bir sakınca da yoktur.
|
|