|
|
|
Dairesi
Şirket aktifine kayıtlı gayrimenkullerin ortaklara satışı halinde vergilendirilmesi hk.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
T.C.
İSTANBUL VALİLİĞİ
İl Defterdarlığı
Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü
Sayı: B.07.4.DEF.0.34.11
Konu: Şirket aktifine kayıtlı gayrimenkullerin
ortaklara satışı halinde vergilendirilmesi hk.
KVK GeçMd28
İLGİ: a) Bila tarihli dilekçeniz
b) .......11.2003 tarih ve 15397 sayılı yazımız.
c) Bila tarihli ek dilekçeniz.
d) .......12.2003 tarih ve 16641 sayılı yazımız.
e) Bila tarihli ek dilekçeniz.
İlgide kayıtlı dilekçelerinizde, şirketiniz üzerine kayıtlı üç gayrimenkulün kriz ve deprem nedeniyle satılamadığını ve D.İ.E.'de belirtilen oranlarda değerlendirilerek ortaklarınıza satış yapmak istediğiniz belirterek, bu satıştan elde edilen gelirin vergiye tabi olup olmayacağı sorulmaktadır.
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 13. maddesinde, 'Kurumlar vergisi, birinci madde de yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazanç üzerinden hesaplanır.
Safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır' hükmü yer almıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 38. maddesinin 4. fıkrasında ise, (4684 sayılı Kanunun 17. maddesiyle değişen fıkra) (03.07.2001 tarihinden geçerli olmak üzere)' Mükelleflerin iktisap tarihinden itibaren en az iki tam yıl süreyle işletmelerinde kayıtlı bulunan gayrimenkul, iştirak hisseleri ve amortismana tabi diğer iktisadi kıymetleri elden çıkarmaları halinde, bu iktisadi kıymetlerin maliyet bedeli bunların elden çıkarıldıkları ay hariç olmak üzere Devlet İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılarak kazancın tespitinde dikkate alınabilir. Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle edinilen iştirak hisseleri ile iştirak edinilen kurumun ihtiyat akçeleri, banka provizyonları ve Vergi Usul Kanununa göre ayrılan yeniden değerleme fonlarının sermayeye ilavesi dolayısıyla bedelsiz alınan iştirak hisselerinin en az iki yıl öncesinde iştirak edilen şirketlere ait olması halinde, rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle edinilen veya alınan bu iştirak hisseleri iki yıl önce iktisap edilmiş sayılır. Rüçhan hakkı kullanılmak suretiyle veya bedelsiz olarak edinilen hisseler için maliyet bedeli artırımı, bu hisselerin itibari değeri üzerinden bunların edinilmesine yol açan sermaye artırımının tescili tarihinden itibaren uygulanır. Bu hüküm 39. madde gereğince işletme hesabı esasına göre ticari kazancın tespitinde de uygulanır. Bilanço esasında defter tutan mükellefler tarafından artırılan maliyet bedeline tekabül eden kazançlar, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilir. Bu fon, sermayeye ilave dışında herhangi bir suretle başka bir hesaba nakledildiği veya işletmeden çekildiği takdirde, o yılın kazancına dahil edilerek vergiye tabi tutulur. Söz konusu iktisadi kıymetlerin alım satımı ile devamlı olarak uğraşanlar, alım satımını yaptıkları iktisadi kıymetler için bu hükümden yararlanamaz. Şu kadar ki, inşaat yapımına tahsis edilen arsa ve arazilere ilişkin olarak inşaatın bitim tarihine kadar geçen süre için bu fıkra hükmüne göre maliyet bedeli artırımı yapılabilir. Ancak, inşaatın tamamlanmasından önce satışı yapılan gayrimenkuller için maliyet artırımı satışın yapıldığı tarihe kadar uygulanır. Bu fıkra hükmünün uygulanmasına ilişkin usul ve esasları tespit etmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir' hükmü bulunmaktadır.
Söz konusu fıkra ise 30.12.2003 tarih ve 25332 sayılı resmi Gazete'de yayımlanan 5024 sayılı Kanunun 9. maddesinin b fıkrasıyla 01.01.2004 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.
Diğer taraftan, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Geçici 28. maddesinde; 'a) 01.01.199931.12.2003 tarihleri arasında uygulanmak üzere, tam mükellefiyete tabi kurumların iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazancın, satışın yapıldığı yılda kurum sermayesine ilave edilen kısmı, Kurumlar Vergisi'nden müstesnadır. Şu kadar ki vadeli satış halinde, satışın yapıldığı hesap dönemini takip eden ikinci hesap döneminin sonuna kadar tahsil edilen kazançların tutarı, ilgili yıl kurum kazancından indirilir. Bu tarihten sonra yapılacak tahsilat için bu hüküm uygulanmaz. İlk yapılan tahsilatın iştirak hissesi veya gayrimenkulün maliyet bedeline ilişkin olduğu kabul edilir.
Kurumların iki tam yıl süreyle aktifinde yer almayan iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından elde ettikleri kazançlar ile menkul kıymet veya gayrimenkul ticareti ile uğraşan kurumların ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançlar istisna kapsamı dışındadır...'
............................
Sermayeye eklenen bu kazançların 5 yıl içinde herhangi bir surette işletmeden çekilmesi veya bu süre içinde işletmelerin tasfiyesi halinde, bu kazançlar o yılın kazancı sayılarak vergiye tabi tutulur....' hükmü yer almıştır.
Diğer taraftan, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Geçici 23. maddesinin uygulanmasına ilişkin esaslar ise 06.07.1995 tarih ve 22335 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Kurumlar Vergisi Kanunu 51 Seri No'lu Genel Tebliği'nde açıklanmış olup söz konusu Tebliğ'in IIIA3e Bölümünde; 'Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Geçici 23.maddesinin (a) bendi hükmü çerçevesinde sermayeye eklenen kazançların, beş yıl içinde işletmeden çekilmesi veya bu süre içinde işletmenin tasfiyesi halinde, daha önce kurumlar vergisinden müstesna tutulmuş olan bu kazançların, işletmeden çekildiği veya şirketin tasfiye edildiği yılın kazancı sayılarak kurumlar vergisine tabi tutulması gerekir. Beş yıllık sürenin başlangıç tarihinden, gayrimenkul veya iştirak hissesinin satışından sağlanan kazancın sermayeye eklendiği tarihin anlaşılması gerekir...' açıklamaları yer almaktadır.
Aynı Tebliğin IIIA3b Bölümünde ise,
...
Gayrimenkul veya menkul kıymet ticareti ile uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları iştirak hisselerinin veya gayrimenkullerinin satışından doğan kazançlar için istisnadan yararlanmaları mümkün değildir. Ancak, bu kurumların faaliyetlerinin yürütülmesine tahsis ettikleri gayrimenkullerin satışından sağladıkları kazançlar istisna uygulamasına konu olabilecektir.' açıklaması yer almıştır.
Öte yandan 6. Şubat 2000 tarih ve 23956 Sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 67 Seri Nolu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin 5. maddesinde; 'Kurumlar Vergisi Kanununun geçici 23. maddesinde yer alan iştirak hisselerinde gayrimenküllerin satışından veya üretim tesislerinin ayni sermaye olarak konmasından doğan kazançlarla ilgili istisnanın süresinin 31.12.1998 tarihinde sona ermiş ancak aynı yönde bir düzenleme geçici 28. madde ile 31.12.2002 tarihine kadar uygulanmak üzere yeniden yapılmıştır... Düzenleme esas itibariyle eski düzenleme ile aynı yönde olup, daha önceki tebliğlerde yer alan açıklamalar değişmeyen hükümler için geçerliliğini korumaktadır.' denilmektedir.
Bu hükümlerden ve madde gerekçesinden de anlaşılacağı gibi bu düzenleme tam mükellef kurumların bağlı ekonomik değerlerinin (iştirak hisseleri ve gayrimenküllerinin) faaliyetlerinde ileriye dönük olarak daha etkin bir şekilde kullanılması amacıyla belirlenen şekil ve şartlar dahilinde satışlarından elde edilen kazançların sermayeye ilave edilerek istisna edilmesi suretiyle şirketlerin sermayelerinin güçlendirilmesinde teşvik sağlamaya yöneliktir.
Diğer taraftan Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesinde ise; örtülü kazanç şu şekilde hükme bağlanmıştır. 'Aşağıdaki hallerde, kazanç tamamen veya kısmen dağıtılmış sayılır:
1)Şirket kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve tüzel kişiler, idaresi, murakebesi veya sermayesi bakımlarından vasıtalı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu gerçek ve tüzel kişiler ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden yahut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat, muamelelerinde ve hizmet ilişkilerinde bulunursa .....'hükmü yer almıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, tasfiye halinde olan şirketinizin geleceğe yönelik ekonomik faaliyette bulunma gayesi ortadan kalkmış demektir. Satılacak gayrimenkul satış karının sermayeye eklenmesi, geleceğe yönelik ekonomik faaliyetlerin etkinliğinin, verimliliğinin artırılması amacına hizmet etmesi bu olayda söz konusu değildir. Diğer bir ifadeyle istisnanın getirilme amacı gerçekleşmeyecektir. Bu nedenle aktifinizde kayıtlı gayrimenkul satışından doğan kazancın Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Geçici 28. maddesi uyarınca kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla söz konusu satıştan elde edilen gelirin kurum kazancı olarak vergilendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca bu kazancın tespitinde; Gelir Vergisi Kanunu'nun 38. maddesinin 4. fıkrası 01.01.2004'ten itibaren yürürlükten kalktığından maliyet bedeli artırım uygulaması da söz konusu olmayacaktır.Diğer taraftan söz konusu satış işleminde Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 17. maddesi ile hüküm altına alınan örtülü kazanç ilişkisinin varlığının (ileride yapılacak bir vergi incelemesinde) tespiti halinde ise mevzuatımızda yer alan müeyyidilere tabi tutulacağınız açıktır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|