|
Dairesi
Ortalama kar hadleri yönünden, aynı yıl uyuşmazlığından dolayı, mükellefin ortağı adına yapılan tarhiyatın terkin olunması, aynı dönem için diğer ortaklar adına yapılan tarhiyatların da terkinim gerektirmez (*)
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih ; 19.08.1982
Sayı : 2282504719/65260
Ortalama kar hadleri yönünden, aynı yıl uyuşmazlığından dolayı, mükellefin ortağı adına yapılan tarhiyatın terkin olunması, aynı dönem için diğer ortaklar adına yapılan tarhiyatların da terkinim gerektirmez (*)
Olayda, ortalama kar hadleri yönünden, beyan ettiği gayrisafi kazançta düşüklük bulunan mükellefi izaha davet edilmiş, yaptığı açıklama Ortalama Kar Hadleri Yetkili Komisyonu'nca yerinde görülmemiş, mükellefin itiraz ve Temyiz Komisyonlarına başvurusu ise usul yönünden reddedilmiştir. Ancak, aynı yıl uyuşmazlığından dolayı, mükellefin ortağı adına yapılan tarhiyat, itiraz Komisyonu'nca terkin olunmuştur.
Gelir Vergisi Kanunu'nun 111. maddesi hükmüne göre, kısmen ya da tamamen satış yapanlarla imalatçıların beyan ettikleri gayrisafi kazanç, ortalama kar hadid esasına göre bulunan gayrisafi kazançla kıyaslanmakta, çıkan farkın 10.000 lirayı(1980 ve daha önceki yıllar için 10.000 lirayı) aşması ve düşüklük nedenleri de açıklanamadığı takdirde, bulunan miktar üzerinden ikmalen vergi tarhiyatı yapılmaktadır.
Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 8. maddesinde; mükellef, vergisi Kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tüzel kişidir, şeklinde tanımlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 107. maddesinde de; gelir vergisinin, bu vergiyle mükellef olan gerçek kişiler adına tarh edileceği hükme bağlanmıştır.
Sözü edilen maddelerden anlaşılacağı üzere, mükelleflerin her birinin tarh, tahakkuk ve takip yönünden ayrı ayrı ele alınması gerekmektedir. Olayda Vergi Usul Kanunu'nun vergi hatalarına ilişkin hükümlerinden sözetmek mümkün değildir.
(*) Kişisel görüşümüz bu özelgenin aksinedir. Çünkü, ortaklıkta, ortaklık faaliyeti için bir defter tutulması ve bu deftere istinaden ortaklık kazancının saptanması. bu kazancın bilanço ve karzarar cetveli ya da işletme hesabı özetinde ortaklık adına gözükmesi, yapılan ticari faaliyetin ortaklık adına vereyan ettiği ve ortada bir tek ticari faaliyetin bulunduğunu gösterir.
Bu kazancın Gelir Vergisi sistemimize göre ortaklar tarafından ayrı ayrı beyan edilmiş olması, yapılan ticari faaliyetin 'tek olmak' niteliğin; değiştirmez. Ortalama kar hadleri esasinin uygulanmasında, gayrisafi kazançtaki düşüklük, ortağın değil ortaklığın kazancında bulunmakta ve her ortaktan hissesi oranında aranmaktadır, nü nedenle, ortaklardan herhangi biri adına gayrisafi kazanç düşüklüğü bulunmamış ya da ortaklardan herhangi birinin kazanç düşüklüğüne ilişkin açıklaması kabul edilmiş ve yapılan tarhiyat terkin olunmuşsa, bunun diğer ortaklara da uygulanması gerektiği düşüncesindeyiz. Nitekim daha önce, benzeri bir konuda Maliye Bakanlığınca 10.7.1974 tarih ve 2282504404 sayılı özelge ile '... ortaklık şeklindeki işletmelerde, ortalama kar hadleri esasına göre yapılan tarhiyatı terkin eden itiraz komisyonu kararı, itiraz etmeyen ortak için de uygulanır' şeklinde idari görüş bildirilmiştir. Bu, kanunların yorumunun yönetimindeki kişilere göre değiştiğinin dolayısıyla, kişilerin görüş ve yorumlarının Maliye Bakanlığı'nın uygulanmasını da etkilediğinin ilginç bir görüntüsüdür. Yukarıdaki Özelgeyi izleyen Danıştay Kararının da incelenmesinden fark edileceği üzere, konuya Danıştay'ın yaklaşımı da görüşümüz doğrultusundadır.
|
|