Dairesi
Davacının yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği bir programın kendisinin özgün yaratıcılığını içermesi ve bu program nedeniyle maddi haklar açısından korunması, bu çalışmanın eser niteliğinde olduğunu ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde de yer alan istisna kapsamında değerlendirilmes
Karar No
0
Esas No
0
Karar Tarihi
01-01-2000
Danıştay Dördüncü Daire Tarih : 27.10.1999 Esas No : 1998/4852 Karar No : 1999/3721 Davacının yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği bir programın kendisinin özgün yaratıcılığını içermesi ve bu program nedeniyle maddi haklar açısından korunması, bu çalışmanın eser niteliğinde olduğunu ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde de yer alan istisna kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini göstermez. İstemin Özeti: 1995 yılı işlemleri incelenen davacının özel televizyon kanalında, hazırlığını ve sunumunu üstlendiği programdan elde ettiği kazancın Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan istisna kapsamında değerlendirilemeyeceği ileri sürülerek serbest meslek kazancının ve ücret gelirinin beyan edilmemesi nedeniyle re’sen gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanmış, ağır kusur ve özel usulsüzlük cezaları kesilmiştir. (...) Vergi Mahkemesi; davacının hazırlayıp sunduğu programa ait senaryonun eser niteliği taşımadığı Kültür Bakanlığı Telif Hakları ve Sinema Genel Müdürlüğü’nün 21.05.1997 tarihli yazısıyla belirtilmişse de; bu program ile benzer televizyon programlarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan telif kazançları istisnası açısından değerlendirilmesi amacıyla oluşan heyete Kültür Bakanlığı tarafından hazırlatılan raporda, davacının programı ile ilgili olarak yapılan incelemede, senaryoda güncel olayların özgün olarak işlendiği, güncel konuların perde arkası yorumlanmak suretiyle seyirciye bilgi aktarıldığı, gerekli yerlerde konu ile ilgili olanların bilgilerine başvurularak konuların açıklığa kavuşturulduğu, senaryonun güncel olaylardan ve olayları açıklığa kavuşturan görüşmeler ve bunların sonuç olarak yorumlanmasından oluştuğu, senaryoya uygun olarak yapılan çekimler ile meydana getirilen filmin, senaryoya uygun ve orijinal, bilgilendirici, belge ve tespitlere dayalı özgün bir eser niteliği taşıdığı, ayrıca davacının üslubu, tavrı ve programı sunuş şeklinin programı özgün hale getirdiği, dolayısıyla programın senaryoya uygun, akıcı ve haber programı niteliğinde, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 5. maddesi gereğince ’günlük olayları tespit eden filmler’ mahiyetinde bulunduğu ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan istisnadan yararlanılması gerektiği yolunda görüş bildirdiği, bu durumda programın bir bütün olarak eser niteliği taşıdığının kabulü gerektiği elde edilen kazancın serbest meslek istisnası kapsamında bulunduğu, ücret geliri yönünden ise, serbest meslek kazancı istisnasından yararlanması gereken davacının Gelir Vergisi Kanunu’nun 86/1a ve 87. maddeleri uyarınca ücret geliri nedeniyle beyanname vermesi gerekmediği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, davacının sunduğu TV programının eser olarak nitelendirilemeyeceğini dolayısıyla serbest meslek kazancı istisnasından yararlanamayacağını, söz konusu raporun mahkeme kararına dayanak alınamayacağını ileri sürmekte ve kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 193 Gelir Vergisi Kanunu’nun 65. maddesinde, her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançların serbest meslek kazancı olduğu belirtilmiş, serbest meslek faaliyeti de sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanun’un ’Serbest Meslek Kazançlarında İstisnalar’ başlıklı 18. maddesinde; müellif, mütercim, heykeltıraş, hattat, ressam, bestekar ve mucitlerin ve bunların kanuni mirasçılarının şiir, hikaye, roman, makale, bilimsel araştırma ve incelemeleri, röportaj, karikatür, fotoğraf, film, video band, radyo ve televizyon senaryo ve oyunu gibi eserlerini gazete, dergi, radyo, televizyon ve videoda yayınlamak veya kitap, resim, heykel ve nota halindeki eserleri ile ihtira beratlarını satmak veya bunlar üzerindeki mevcut haklarını devir ve temlik etmek veya kiralamak suretiyle elde ettikleri hasılatın gelir vergisinden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. Bu kazanç istisnasının uygulanabilmesi için, maddede yer alan fikri ürünlerin serbest meslek faaliyeti olarak meydana getirilmesi, dolayısıyla elde edilen gelirin serbest meslek kazancı olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, serbest meslek faaliyeti sonucu ortaya konulan çalışmaların istisna kapsamında olabilmesi için bu çalışma, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca eser sayılmalıdır. Sözü edilen Kanun’un 1. maddesinde eser; sahibinin hususiyetini taşıyan ve Kanun uyarınca ilim, edebiyat, musiki, güzel sanatlar ve sinema eserleri sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri olarak tanımlanmış, bu Kanun kapsamına giren eserler ilim ve edebiyat eserleri ile musiki eserleri, güzel sanat ve sinema eserleri olmak üzere dört grup halinde sayılmıştır. Bir fikir ürünün eser sayılmasındaki önem, onun korunmasıyla sıkı sıkıya ilgilidir. Koruma, ancak toplumun kültürünü geliştiren, zenginleştiren ve ona katkıda bulunan fikri ürünler için sağlanmaktadır. İşte Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesiyle getirilen istisnanın amacı da, bu şekilde toplum kültürüne katkıda bulunan, müellif, mütercim, heykeltıraş, ressam, bestekarlar ve mucitlerin, ilim ve edebiyat eserleri ile musiki eserleri, güzel sanat ve sinema eserlerinin devamını sağlamak, teşvik etmektir. Bu anlamda davacının yapımcılığını ve sunuculuğunu üstlendiği bir programın kendisinin özgün yaratıcılığını içermesi ve bu program nedeniyle maddi haklar açısından korunması, bu çalışmanın eser niteliğinde olduğunu ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde de yer alan istisna kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini göstermez. Benzer programlar nedeniyle idarenin farklı uygulamalar yapması da bu gerçeği değiştirmez. Zira yukarıda belirtilen Kanun hükümleri karşısında fiili bazı durumların veya hatalı uygulamaların davacıya bir hak sağlamayacağı açıktır. Bu nedenle davacının serbest meslek faaliyetinden elde ettiği kazancın, Gelir Vergisi Kanunu’nun 18. maddesinde yer alan istisna kapsamında değerlendirilmemesi ve bu gelirin beyan edilmemesi nedeniyle hesaplanan matrah üzerinden salınan gelir vergisi Yasa’ya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına oybirliğiyle karar vermiştir.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı