Dairesi
Mükellefin ölüm tarihinden sonraki dönemlere ilişkin mükellefiyet ve vergilendirme île ilgili ödevler mirasçılar tarafından yerine getirilmemiş olsa dahi yapılan ödemelerin terekeden yapılmış olduğu kabul edilir ve vergi dairesi kayıtlarında yapılacak düzeltme sonucu muris adına red ve iadesi gereke
Karar No
0
Esas No
0
Karar Tarihi
01-01-2000
Maliye Bakanlığı Özelgesi Tarih : 24.05.1999 Sayı : 36/366021118 Mükellefin ölüm tarihinden sonraki dönemlere ilişkin mükellefiyet ve vergilendirme île ilgili ödevler mirasçılar tarafından yerine getirilmemiş olsa dahi yapılan ödemelerin terekeden yapılmış olduğu kabul edilir ve vergi dairesi kayıtlarında yapılacak düzeltme sonucu muris adına red ve iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde bu tutarın mirasçılara, miras hisseleri nispetinde red ve iadesi gerekmektedir. Otobüs işletmeciliği faaliyetinden dolayı..... Vergi Dairesi mükellefi olan ve 22.12.1995 tarihinde vefat eden ....... adına serbest muhasebeci....... tarafından 19951996 dönemleri yıllık gelir vergisi, 1997/1112, 1998/1 gelir stopaj ve 1997/12 katma değer vergisi beyannamelerinin verilerek tahakkuk eden vergilerin ödendiği, Ancak varisler tarafından verilen 03.06.1998 tarihli dilekçe ile, ........'in 22.12.1995 tarihinde vefat ettiği, bu tarihten sonra ödenen vergilerin ise varisleri olarak borçlarına mahsup edilmesin! talep ettikleri, Bunun üzerine dairelerince ölüm tarihi itibariyle terk işlemi yapılan .......... adına ölüm tarihinden sonra ödenen vergilerin varislerinin borçlarına mahsubunda gecikme zammına esas alınacak tarihin mahsup talep tarihi mi yoksa vergilerin ödenme tarihinin mi esas alınacağı ile ölen kişi adına kanuni defterlerini tasdik ettiren, beyannamelerini tanzim ederek mükellef dışındaki kimselere imzalatan veya imzalayan serbest muhasebeci ..... hakkında ne gibi işlem yapılacağı hususunda görüş bildirilmesinin istenildiği ifade edilerek, konu hakkında yapılacak işleme ilişkin Bakanlığımız görüşü talep edilmektedir. Konuya ilişkin olarak 40. şubeden alınan yazıda; Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinde her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğunun hükme bağlandığı, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 160. maddesinde işçi bırakmanın bildirilmesine ilişkin konulara yer verildiği, 164. maddesinde ise ölümün işi bırakma hükmünde olduğu, Bu hükümler çerçevesinde, ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde ölüm tarihi itibariyle ticari işletmenin faaliyetini durdurduğunun kabul edildiği dolayısıyla, ölüm nedeniyle faaliyeti durdurulan işletmedeki hisselerin mirasçılara devredilmesi halinde elde edilen kazancın değer artış kazancı olarak vergilendirilmesi gerektiği, Sahibinin ölümüyle mirasçılara intikal eden işletmen in faaliyetine mirasçılardan bir veya birkaçı tarafından devam edilmesi halinde sadece faaliyette bulunan mirasçılar için ticari kazanç bakımından mükellefiyet tesisinin yapılacağı, Bu durumda, faaliyette bulunmayan diğer mirasçıların kendilerine intikal eden ortaklık hisselerini diğer mirasçılara veya başka kimselere satmak suretiyle elden çıkarmalarından doğan kazancın ise değer artışı kazancı olarak vergilendirilmesi gerektiği, faaliyetine devam etmeyen bu kişilerin ticari kazanç için gelir vergisi mükellefiyetlerinin tesis edilmeyeceği, Olayda ölüm tarihi olan 22.12.1995 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin mükellefiyet ve vergilendirme ile ilgili ödevlerin yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde mirasçılar tarafından yerine getirilmeleri gerekirken muris ....... adına serbest muhasebecisi tarafından beyanname verildiğinin anlaşıldığı, Bu durumda mükellefiyette hata yapılmış olduğundan konunun 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun vergilendirme hataları ve düzeltmeye ilişkin 118 ve müteakip maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kısmımızda mevcut dosyada, mirasçıların ölümünden sonra ticari faaliyete devam edip etmedikleri, mirasçıların muris adına ödenen vergilerin borçlarına mahsubunu istedikleri kendi adlarına tahakkuk eden borçların nereden kaynaklandığı tespit edilmemiş olmakla birlikte ilgili vergi dairesi ile yapılan şifai görüşmeden; .,..,,.....,.. adına serbest muhasebeci.......... tarafından verilen beyannameler üzerinden tahakkuk eden vergilere ait vergi tahsil alındılarında sadece ............'in isminin yer aldığı, Mirasçıların ölüm tarihinden sonra faaliyete devam ettikleri ve bahis konuşu dönemlere ilişkin olarak pişmanlıkla beyanda bulundukları, bu beyanla birlikte muris adına ödenen vergilerin pişmanlıkla beyan üzerine hesaplanan vergilere mahsubunu talep ettikleri, anlaşılmıştır. Bu durumda olayda gecikme zammı uygulaması yerine pişmanlık zammı hesaplanması ile ilgili tereddüte düşüldüğü anlaşıldığından, gecikme zammı uygulaması açısından görüş bildirilmesine gerek bulunmamaktadır. Diğer taraftan, Medeni Kanun'un 517, maddesinde, mirasın ölüm ile açılacağı hükme bağlanmış bulunmaktadır. Aynı Kanun'un 539. maddesiyle de, mirasçıların mirasın açılmasıyla murise ait tüm alacak ve borçları iktisap edecekleri kabul edilmiştir. Bu hükümlere göre olayda ölüm tarihi olan 22.12.1995 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin mükellefiyet ve vergilendirme ile ilgili ödevler mirasçılar tarafından yerine getirilmemiş olsa dahi yapılan ödemelerin terekeden diğer bir ifade ile de mirasçıların varlıklarından yapılmış olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla, vergi dairesi kayıtlarında yapılacak düzeltme sonucu muris adına red ve iadesi gereken bir tutar bulunması halinde bu tutarın mirasçılara, miras hisseleri nispetinde, 61383 sayılı Kanun'un 23. maddesi de göz.önünde bulundurularak red ve ladesi gerekmektedir.
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı