|
Dairesi
1987, 1991 ve 1996 yılında baba ile birlikte alınan ve 2000 yılında parsellenen ve 2002 yılı içinde de satılan gayrimenkulün satışından elde edilen gelirin, türünün ne olacağı hk.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
İstanbul Defterdarlığı
Vasıtasız Vergiler Gelir Müdürlüğü
Sayı : B.07.4.DEF.0.34.ll
1987, 1991 ve 1996 yılında baba ile birlikte alınan ve 2000 yılında parsellenen ve 2002 yılı içinde de satılan gayrimenkulün satışından elde edilen gelirin, türünün ne olacağı hk.
İLGİ: a)..........01.2002 tarihli dilekçeniz.
b) ...........02.2001 tarih ve 1718 sayılı yazımız.
c) Tarihsiz dilekçeniz.
İlgi (c)'de kayıtlı dilekçeniz incelenmiş olup, konu hakkındaki görüşlerimiz aşağıda açıklanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37.maddesinde; 'Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır' denilmiş, aynı kanun maddesinin 4.bendinde 'Gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerden, 6.bendinde de, satın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından; elde edilen kazançların ticari kazanç olacağı hükmü yer almıştır.
Genel olarak ticari faaliyet, bir tür emeksermaye organizasyonuna dayanmaktadır. Kazanç sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra edilen faaliyetlerin 'ticari faaliyet' olma niteliğine etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin 'ticari faaliyet' sayılabilmesi için, kazanç sağlama niyet ve kastı gerekmemekle birlikte faaliyeti icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla böyle bir organizasyon çerçevesinde yapılan gayrimenkul alım satım işlemlerinden elde edilen kazançların Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazançlara ilişkin hükümleri çerçevesinde tespit ve beyanı gerekmektedir.
Ticari bir organizasyonun varlığının açıkça görülmemesi halinde de, kazanç sağlamak amacıyla birden fazla alım veya satım işleminde bulunulması durumunda, faaliyetin devamlılık gösterdiğinin kabulü ile bu faaliyet sonucu elde edilen gelirin ticari kazanç sayılması gerekmektedir.
Genel olarak şahsi ihtiyaç veya servetin korunması amacı ile alınan gayrimenkullerin elden çıkarılmasından doğan kazançların Gelir Vergisi Kanunu'nun Geçici 56. maddesi hükümleri çerçevesinde vergilendirilmesi gerekmekte olup, burada alım satım işlemlerindeki amaç kazanç elde etme değil bir ihtiyacın giderilmesi veya servetin korunmasıdır.
Buna göre, Gelir Vergisi Kanunu'nun 37.maddesinin 4.bendi doğrultusunda ticari bir organizasyon çerçevesinde söz konusu satışların yapılması veya bu satış işlemlerinin süreklilik arzetmesi halinde ticari kazanç olarak değerlendirilmesi gerekecektir. Diğer taraftan gayrimenkul alımsatımı işinizin sürekli veya süreksiz yapılıp yapılmadığının salt bir dilekçe üzerinden tespiti mümkün olmayıp detaylı bir vergi incelemesi yapılması suretiyle anlaşılabilecektir.
Bu hükümlere göre; vefat eden babanızla ortak maliki olduğunuz arsaları veya veraset yoluyla hissenize isabet eden kısmını iktisabından beş yıl geçtikten sonra parselleyerek kısmen veya tamamen bir defada satmış olsaydınız elde edeceğiniz kazancınızın vergilendirilmesi söz konusu olmayacaktı; Ancak ortak malik olduğunuz veya veraset yoluyla hissenize isabet eden kısmını parselleyerek ticari bir organizasyon içinde parsel parsel (birden fazlasını) satmanız sebebiyle satışta devamlılık unsuru oluşacağından, elde edilen kazancınız Gelir Vergisi Kanunu'nun 37/4. hükmü gereğince ticari kazanç olarak vergilendirilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
|
|