|
Dairesi
Satın alınan tarlanın aynı yıl içinde parsellenerek satılması işleminin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekir.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 25.01.2001
Sayı : B.07.0.GEL.0.43/4301286/4779
Satın alınan tarlanın aynı yıl içinde parsellenerek satılması işleminin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37. maddesinin birinci fıkrasında; 'Her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari kazançtır' denilmiş, 4 numaralı bendinde gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle uğraşanların bu işlerinden, aynı fıkranın 6 numaralı bendinde de satın alınan veya trampa suretiyle iktisap olunan arazinin iktisap tarihinden itibaren 5 yıl içinde parsellenerek bu müddet içinde veya daha sonraki yıllarda kısmen veya tamamen satılmasından elde edilen kazançların ticari kazanç olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, gayrimenkul alım satımının ticari bir organizasyon içerisinde yürütülmesi veya bu tür organizasyon içinde yürütülmemekle beraber kazanç sağlamak amacıyla bir yılda birden fazla alım satım işlerinde bulunulması veya bir yılda bir kez alım satım faaliyetinde bulunmakla birlikte diğer yıllarda da alım satım faaliyetinde bulunulması halinde, faaliyetin devamlılık gösterdiğinin kabulü ile ticari sayılması gerektiği açıktır.
Söz konusu vergi inceleme raporunda, 1998 yılında satın alınan arsanın aynı yıl içinde parsellenerek 13 adet arsa haline dönüştürüldüğü ve tamamının da yine 1998 yılında satıldığı belirtilmektedir.
Yukarıdaki hükümler çerçevesinde, gayrimenkulun 5 yıl içinde parsellenerek aynı süre içinde veya daha sonraki yıllarda satılması ticari faaliyet kapsamındadır. Bu satışın tek gayrimenkul (arsa) veya birden fazla gayrimenkul olması durumu değiştirmemektedir. Kaldı ki ödevli 1998 yılında satın aldığı tarlayı aynı yıl içinde parselleyerek 13 adet arsaya dönüştürmüş olup, bu arsalarının tamamı da aynı yıl içinde satmıştır. Dolayısıyla mükellefin bu faaliyetinin yukarıda sözü edilen 37. maddenin hem 6 numaralı fıkrası hükmü çerçevesinde hem de birden fazla satış olması nedeniyle 4 numaralı fıkrası hükmü gereği ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun Ek 112. maddelerinde uzlaşmaya ilişkin hükümler yer almış olup, Ek 1. maddesinde ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilen vergi ve bunlara ilişkin cezalar hususunda idare ile mükellefin uzlaşabileceği esasına yer verilmiştir. Ek 6. maddesinde ise uzlaşma tutanaklarının kesin olduğu, mükellef veya adına ceza kesilen üzerinde uzlaşılan ve tutanakla tespit olunan hususlar hakkında dava açamayacağı ve hiçbir mercie şikayette bulunamayacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, vergi sistemimizde 'hata üzerinden vergi alınmaması' esası açık bir şekilde benimsenmiş olup, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 116, 117, ve 118. maddelerinde belirtilen vergi hatalarının düzeltme hükümleri çerçevesinde düzeltilmesine imkan tanınmıştır.
Bu hata üzerinden sadece aşağıda belirtilen;
Vergi mevzuuna girmeyen veya vergiden muaf olanlara yapılmış olan tarhiyatların,
Vergiye tabi olmamaları gerekenler adına yapılan tarhiyatların,
Aynı vergilendirme dönemi için yapılan mükerrer tarhiyatların,
Uzlaşma mevzuu edilmiş ve üzerinde uzlaşılmış olması ve bu hatalı durumun da uzlaşma sırasında dikkate alınmamış olması hallerinde söz konusu hataların Vergi Usul Kanunu'nun düzeltme hükümleri çerçevesinde düzeltilmesi şeklinde bir uygulama yapılması Bakanlığımızca benimsenmiş olmasına karşın, olayda bahsi geçen durum, yukarıda sayılan hatalardan hiç birisine girmediğinden söz konusu tarhiyatın düzeltilmesi imkan dahilinde bulunmamaktadır.
Bu açıklamalar doğrultusunda adı geçenin faaliyetinin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi; ancak, vergi usul kanunu hükümlerine göre uzlaşma sonucu söz konusu tarhiyatın düzeltilmesine imkan bulunmadığından, anılan vergi dairesinde yapılan işlemin esas alınması, bundan sonraki emsal olaylarda ise yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde işlem yapılması gerekmektedir
|
|