|
Dairesi
Bilindiği üzere, 21.3.1978 tarih ve Gel: K VK/22113766/22511 sayılı genel yazımızda, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri ile işçi sendikaları arasında 1977 yılı içinde başlayan toplu sözleşmelerin 1978 yılında imzalanması nedeniyle genel gider niteliğindeki toplu sözleşmeden doğan ücret farkların
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Genel Yazışı
Tarih : 16.04.1980
Sayı : 22113766/27668
Toplu sözleşmeden doğan ücret farklarının gider yazılması ve diğer hususlar hk.
Bilindiği üzere, 21.3.1978 tarih ve Gel: K VK/22113766/22511 sayılı genel yazımızda, Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri ile işçi sendikaları arasında 1977 yılı içinde başlayan toplu sözleşmelerin 1978 yılında imzalanması nedeniyle genel gider niteliğindeki toplu sözleşmeden doğan ücret farklarının 1977 yılma ait kısminin 1977 yılı ile ilgilendirilmeyerek tahakkuk ve ödemelerin yapıldığı 1978 takvim yılı hesaplarına intikal ettirileceği belirtilmişti.
Bu defa işveren sendikalarının üyesi olan şirketlerden alınan muhtelif tarihli dilekçelerde, işveren sendikalarının işçi sendikaları ile 24.12.1979 tarihinde imzalanmış bulunduğu toplu iş sözleşmesi hükümleri uyarınca 1.8.1979 tarihinde geçerli olmak üzere 1979 vergilendirme dönemi için işçilere ödenmesi gereken ücret, ikramiye, tahsil, doğum, ölüm, evlenme, askerlik ve çocuk yardımı ile yemek, izin ve taşıt paralarına ilişkin farkların 1980 yılında 3 eşit taksitte ödeneceği belirtilerek ilgili döneme ait ücret farklarının 1979 yılında gider yazılması, toplu iş sözleşmesinin ait olduğu yılda imzalanmaması durumunda ise bu farklar için karşılık ayrılması hakkının tanınması istenilmektedir.
Vergi kanunlarının uygulanması yönünden bu konuda yapılacak işlemler aşağıda belirtilmiştir.
1. Toplu iş sözleşmesinin müzakereye başlandığı yıl içinde imzalanması durumu:
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 199 sayılı Kanunla değişik 13. maddesinde, Kurumlar Vergisinin, Kanunun birinci maddesinde yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safi kurum kazancının saptanmasında Gelir Vergisi Kanunu'nun (42. maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralı bendi hariç) ticari kazanca ilişkin hükümlerinin uygulanacağı açıklanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazancın bilanço ve işletme hesabı esasına göre tesbitine ilişkin 38, 39 ve 40. maddelerinde, hasılat ile bu hasılatı sağlayan giderlerin belirlenmesi tahakkuk esasına bağlanmıştır. Hasılat ve giderleri belirleyendoğuranişlemlerin gerçekleşmesi başka bir deyişle hasılat ve giderlerin tahakkuk etmesi, ticari kazancın sağlanması açısından yeterli sayılabilir.
Bu durumda, toplu iş sözleşmesinin ilgili yılın sonuna kadar imzalanması halinde, toplu iş sözleşmelerinden doğan ücret farkları anılan sözleşmenin imzalandığı tarihte tahakkuk etmiş olacağı için, bu farklar daha sonra ödenmiş olsa dahi ilgili olduğu yılda gider yazılması;
2. Toplu iş sözleşmesinin ilgili döneme ait beyanname verme süresi içinde imzalanması durumu:
Safi ticari kazancın saptanmasında indirilecek giderler 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinde belirtilmiş bulunmaktadır..Belirtilen bu giderlerden birisi de de ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerdir ki, ücret ve ücret sayılan ödemeler de bu giderler içinde yer almaktadır.
Öte yandan/anılan kanunun 1 ve 2. maddeleri ile gelirin 'yıllık' ve 'gerçek' olarak saptanması ilkesi getirilmiştir.
Bu itibarla, toplu iş sözleşmelerinin gelir ve kurumlar vergisi beyannamelerinin verilme süresinin bitiminden (ek süre dahil) önce aktedilmesi halinde, anılan sözleşmeden doğan ücret farklarının ilgili olduğu dönemin gelir ve kurum kazancından indirilmesi;
3. Toplu iş Sözleşmesinin beyanname verme süresi içinde imzalanmaması durumu;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 288. maddesinde:
'Hasıl olan veya husulü beklenen fakat miktarı katiyetle kestirilmeyen ve teşebbüs için bir borç mahiyetini arz eden belli bazı zararları karşılamak maksadıyla hesaben ayrılan meblağlara karşılık denir.
Karşılıklar mukayyet değerleriyle pasifleştirilmek suretiyle değerlenir. Amortisman kayıtları hakkındaki özel hükümler mahfuzdur.' hükmü yer almış bulunmaktadır.
Bu hükme göre, karşılık, meydana gelmiş veya gelmesi muhtemel bulunmakla beraber miktarı kesin olarak kestirilemeyen, fakat teşebbüs için bir borç niteliğini arz eden ve muhasebe tekniği bakımından da vergi idarisinin takibini mümkün kılan bir zarar kaydı tekniğidir.
Toplu sözleşme imzalandığında bir önceki sözleşme dönemi sonundan hesap dönemi sonuna kadar işçilere geriye dönük olarak ödenecek ücret farkları, hesap dönemi sonu itibariyle, kesin miktarı belirsiz olmakla beraber teşebbüs için borç mahiyetini kazanan bir zarar unsuru olup yukarıda sözü edilen karşılık tanımı içine giren niteliktedir. Maliye Bakanlığı'nın 27.4.1992 Tarih ve KVK/221131450/39200 Sayılı Özelgesi ile, benzer bir duruma ilişkin olarak 16.4.1980 Tarih ve 22113766/27668 Sayılı genel yazısının doğrultusunda işlem yapılması gerektiği belirtilmiştir.
|
|