|
Dairesi
İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra dava konusu yapılan ve Vergi Mahkemesi Kararı uyarınca iade edilip, bir üst yargı merci tarafından verilen bozma kararı uyarınca tahsili gereken vergilere VUK'un 112. maddesine 4731 sayılı Kanunla eklenen 5. fıkra uyarınca gecikme faizi hesaplanabilmesi
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 06.09.2002
Sayı : B.07.0.GEL.0.28/2855112863/037292
İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra dava konusu yapılan ve Vergi Mahkemesi Kararı uyarınca iade edilip, bir üst yargı merci tarafından verilen bozma kararı uyarınca tahsili gereken vergilere VUK'un 112. maddesine 4731 sayılı Kanunla eklenen 5. fıkra uyarınca gecikme faizi hesaplanabilmesi için, dava konusu edilen hususun 30.12.2001 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ait olması gerekir. 30.12.2001 tarihinden önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak bu şekilde ortaya çıkan ve üst yargı merci tarafından verilen bozma kararına göre tahsili gereken vergilere ne gecikme faizi ne de gecikme zammı hesaplanmayacaktır.
Dilekçede; mükellefin 1998 takvim yılı vergilendirme dönemiyle ilgili olarak, menkul sermaye iradına ilişkin mevzuat nedeniyle Gelir Vergisini ihtirazi kayıtla verdiği beyanname ile beyan ederek tahakkuk eden Gelir Vergisi taksitlerini vadesinde ödediği ihtirazi kayıtla verilen beyanname nedeniyle, (...) Vergi Mahkemesinde dava açtığı (...) Vergi Mahkemesinin kararı ile dava konusu edilen vergi ve fon payının terkin edildiği Vergi Dairesi tarafından sözkonusu vergi ve fonun 07.09.2001 tarihinde mükellefe iade edilmesinin yanı sıra Vergi Dairesi tarafından Mahkeme Kararı'nın Danıştay da temyiz edildiği, Danıştay 3. Dairesinin 07.03.2002 tarih ve E. 2001/249, K. 2002/707 sayılı Kararı ile Mahkeme Kararı'nın Vergi Dairesi lehine bozulduğu Vergi Mahkemesi'nin Danıştay'ın Kararına uyarak davanın nihai olarak mükellefin aleyhine sonuçlandığı belirtilerek, ilk Vergi Mahkemesi kararına göre vergi ve fon payı iadesinin yapılmış olduğu 07.09.2001 tarihinden 13.08.2002 tarihine kadar geçen süre için Vergi Dairesine 2.895.120.000 TL Gecikme Zammı talep edildiği iddia edilmektedir.
4731 sayılı Kanun'un 4. maddesinin C bendi ile Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesine 5 numaralı fıkra eklenmiştir. Sözkonusu fıkrada, 'İhtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra yargı kararına göre iade edilip yine yargı kararı uyarınca tahsili gereken vergilere, iade tarihinden yargı kararının vergi dairesine tebliğ tarihine kadar geçen süre için bu maddede yer alan esaslar dahilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanuna göre belirlenen tecil faizi oranında gecikme faizi nesaplanır.' hükmü yer almaktadır. Bu hükmün uygulanmasına yönelik olarak 2002/1 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu İç Genelgesi'nde gerekli açıklamalar yapılmıştır. Söz konusu iç genelgede belirtildiği üzere ihtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra bu beyanın mükellef tarafından Vergi Mahkemesi'nde dava konusu yapılması üzerine Vergi Mahkemesi'nce verilen karar uyarınca iade edilip, daha sonra konunun bir üst yargı merciinde dava konusu yapılması sonucu üst yargı merci tarafından verilen bozma kararına göre tahsili gereken vergilere, bu fıkra uyarınca gecikme faizi hesaplanması için dava konusu edilen hususun 30.12.2001 tarihinden sonraki vergilendirme dönemlerine ait olması gerekmektedir.
Öte yandan gecikme zammı; vergilerin gerek beyanname kuralına göre gerekse ikmalen, re'sen veya idarece yapılan tarhiyat sonucu tahakkuk etmesi ve bu tahakkuk üzerine verilen ödeme süresi içerisinde ödenmemesi halinde devreye giren bir mali müeyyide olup, çeşitli hukuki nedenlerle tahakkuku yapılmayarak ödeme süresi verilmeyen kamu alacaklarına gecikme zammı hesaplanması mümkün bulunmamaktadır.
Olayda yargı kararı üzerine iade edilen ve yargı kararı gereği tahsili gereken amme alacağının tahsil edilmesine ilişkin yargı kararı üzerine mükellefe verilen ödeme süresi içerisinde ödenmiş olması halinde süresinde ödenmemiş bir kamu alacağından bahsedilemeyeceğinden gecikme zammı hesaplanması mümkün değildir. Aksi halde, mükellef aleyhine verilen yargı kararı üzerine tahsili gereken amme alacağı için verilen ödeme süresinde amme alacağı ödenmemişse bu alacağa yargı kararına göre oluşan vade tarihinden itibaren gecikme zammı hesaplanacağı tabiidir.
Diğer taraftan 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112. maddesinde gecikme faizine ilişkin hükümler yer almış olup gecikme faizi hesaplanması için öncelikle mükellef adına ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir tarhiyat olması gerekmektedir. Bu tür tarhiyat yapılmadan tahakkuk eden amme alacaklarına gecikme faizi uygulaması mümkün değildir.
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere 30.12.2001 tarihinden önceki vergilendirme dönemlerinde ihtirazi kayıtla beyan edilip ödendikten sonra bu beyanın mükellef tarafından Vergi Mahkemesi'nde dava konusu yapılması üzerine Vergi Mahkemesi'nce verilen karar uyarınca Vergi Dairesi'nce iade edilip daha sonra bir üst yargı merciinde dava konusu yapılması sonucu üst yargı merci tarafından verilen bozma kararına göre tahsili gereken vergilere ne gecikme zammı ne de gecikme faizi hesaplanmayacaktır.
|
|