|
|
|
Dairesi
Orman Genel Müdürlüğü tarafından irtifak hakkı bedeli için düzenlenen makbuzlarda gösterilen KDV indirilebilir.
|
|
Karar No
0
|
|
Esas No
0
|
|
Karar Tarihi
01-01-2000
|
|
|
Maliye Bakanlığı Özelgesi
Tarih : 24.12.1996
Sayı : B.07.0.GEL.0.54/54171460/61684
Orman Genel Müdürlüğü tarafından irtifak hakkı bedeli için düzenlenen makbuzlarda gösterilen KDV indirilebilir.
Şirketiniz tarafından Orman Genel Müdürlüğüne 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman arazisi üzerinde bazı kıymetlerin kullandırılmaları karşılığı irtifak hakkı bedeli Taahhüt senedine karşılık ödendiği, ancak adı geçen Genel Müdürlüğün fatura ve benzeri belge veremediğinden ve taahhüt senedinde de katma değer vergisi tutarının gösterilmediği belirtilerek hesaplanan katma değer vergisi tutarınin şirket kayıtlarına intikali ve indirime tabi tutulabilmesi için ne şekilde belge alınması gerektiğinin bildirilmesi istenilmektedir.
dahili tevkifat salınmıştır. Danıştay Onbirinci Dairesinin bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesi kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde, defter ve belgelerin vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara ibraz edilmemesi halinin re’sen takdir sebebi sayıldığı, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29/1a ve 34/1. maddeleri hükümlerine göre katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için indirim konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca gösterilmesi ve sözkonusu belgelerin kanuni defterlere kaydedilmiş olmasının gerektiği, olayda kaydedildiği öne sürülerek ibraz edilmeyen defter ve belgeler nedeniyle vergi matrahının tamamen veya kısmen maddi delillere dayanılarak saptanması olanağı ortadan kalkmış olduğundan re’sen takdir nedeninin varlığının kabulünün zorunlu hale geldiği, ancak, defter ve belgelerin kaybolması yukarıda belirtilen ispat yükümlülüğünü ortadan kaldırmaya dayanak sayılabilecek hukuki bir neden olarak düşünülemeyeceği, zira, ticari icaplara göre emtia satın aldığı kişi veya kuruluşları tanımak ve bilmek durumundaki bir alıcı gerekli girişimleri yaparak emtia alımına ilişkin belgelerin mevcudiyetini ispat olanağına her zaman sahip bulunduğu, bu durumda, ispat külfeti kendisine düşen yükümlüler tarafından ibraz edilebilen fatura ve benzeri vesikalara ilişkin katma değer vergisinin indirim konusu yapılabileceği, aksi halde indirimlerin kabul edilemeyeceği, bu nedenle ara kararıyla yükümlüden teklif dönemine ilişkin olarak katma değer vergisi beyannamelerinde indirim konusu yapılan vergilerin tespiti bakımından bunların alındığı kişi ve kuruluşlarla irtibatta bulunularak elde edilecek, fatura ve benzeri belgelerin mahkemeye ibrazının istenildiği, davacının ara kararma gönderdiği ve 01.08.1995 tarihinde kayda giren dilekçesinde özetle istenilen belgeleri temin etmesinin mümkün olamayacağım bildirdiğim, bu durumda indirimleri kabul edilemeyeceğinden re’sen salınan katma değer vergisinde yasal isabetsizlik bulunmadığı, ancak, olayın oluş biçimi ve dava konusu verginin tespit şekli dikkate alındığında, olaya 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 344. maddesinde düzenlenen kaçakçılık cezası yerine aynı Yasanın 348. maddesinde yazılı kusur cezasının tatbikini gerektirdiği, dahili tevkifata uygulanan kaçakçılık cezasına gelince, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94. maddesinin (B) fıkrasında dahili tevkifatın nasıl ödeneceği ve uygulama esaslarının belirtildiği, bu madde de geçmiş dönemlere ait işlemler üzerinden dahili tevkifat yapılacağı öngörülmediği gibi cari vergilendirme dönemindeki işlemler üzerinden yapılan dahili tevkifatın cari vergilendirme dönemini takip eden dönemlere ait gelir vergisinden mahsup edileceğine dair bir hükmün yer almadığı, bu durumda, peşin vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın sonuçta yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan vergiden mahsubu gerekli olup mahsup edilemeyen bir dahili tevkifatın vergi mükerrerliğine yol açacağı, olayda, hesaplanan dahili tevkifat üzerinden kaçakçılık cezası kesilmiş ise de, vergilendirme dönemi için davacı adına aynı sebepten dolayı salınan gelir vergisi için kaçakçılık cezası kesildiği, buna karşın açılan davanın mahkemelerince 05.07.1993 gün ve 1993/839 sayılı kararıyla reddedilerek gelir vergisi ve kaçakçılık cezasının tasdik edildiği, bu durumun dahili tevkifatla ilgili ceza bakımından mükerrerlik doğuracağından dahili tevkifata ilişkin kaçakçılık cezasında yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyat değişiklikle onanmıştır. Yükümlü temyiz dilekçesinde, aradan sekiz yıl geçtikten sonra ispatın mümkün olmadığım, bu süre içerisinde çoğu işletmelerin işini terk ettiklerini, denetim sırasında olsaydı firma isimlerini verebileceğini, Vergi Dairesi ise, Vergi Mahkemesi kararının dahili tevkifata ilişkin kaçakçılık cezası ile katma değer vergisine bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezası
nin kusura çevrilmesine ilişkin hüküm fıkrasının bozulması gerektiğim iddia ederek taraflar kararın kendi lehlerine bozulmasını istemektedir.
Karar: Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir. ,
Bu nedenle taraflar temyiz istemlerinin reddine, Vergi Mahkemesi kararının onanmasına, oybirliği ile karar verildi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.
*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.
|
|
ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi
|
|
Excel Dokümanı
|
|
|
|
|
|
|
|