|
Dairesi
Ferdî teşebbüslerde, işletmede kullanıldığında uyuşmazlık bulunmayan hisseli arsanın hisse nisbetinde envantere alınması gerekir.
|
|
Karar No
1991/483
|
|
Esas No
1990/600
|
|
Karar Tarihi
14-02-1991
|
|
|
Danıştay Üçüncü Daire
1. Ferdî teşebbüslerde, işletmede kullanıldığında uyuşmazlık bulunmayan hisseli arsanın hisse nisbetinde envantere alınması gerekir. 2. Envantere dahil edilmesi gerektiği halde edilmeyen arsanın satışından elde edilen kazanç ticarî kazançtır. Dayandığı hukukî ve kanunî nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararının, haddehanenin satımından elde edilen karın eksik gösterildiği iddiasıyla bulunan matrah farkına ilişkin kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar sözü geçen kararın bu kısminin bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddine ve kararın bu kısminin onanmasına, oybirliğiyle Haddehane için kullanıldığı halde envantere dahil edilmeyen arsanın alımsatımından elde edilen gelirin beyan edilmediği iddiasıyla bulunan matrah farkına gelince; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 187. maddesinde ferdi teşebbüslerde mükellefin sahip olduğu arazinin kısmen ya da tamamen işletmede kullanılması halinde envantere dahil edilmesi gerektiği açıklanmış bulunmaktadır. Olayda yükümlünün sahip olduğu haddehanenin kuruluş arsası île aynı pafta ve adada bulunan hisseli arsanın, haddehanenin işleyiş amacına uygun olarak kullanıldığı ve haddehane ile birlikte satıldığı hususu, inceleme raporuna ekli davacı ve arsayı satın alan alıcı ifadeleriyle sabit bulunmaktadır. Her ne kadar Vergi Mahkemesi kararında, davacının sözkonusu arsanın, tapu senedine göre 325/13376 hissesine sahip olduğu, müşterek mülkiyete konu olması nedeniyle fiilî tasarrufta bulunulmasına hukuken imkan olmadığından bahisle ifadelerin, tapu kaydı karşısında hüküm ifade etmiyeceği belirtilmiş ise de bir taşınmazın kullanılış amacı hakkında tapuda bilgi bulunması zorunluluğu olmadığı gibi, arsanın hisseli olması da bu hisse nisbetinde işletmeye dahil edilmesine engel teşkil edmeyeceğinden aksine verilen kararda isabet görülmemiştir. Bu durumda taşınmazın yükümlü tarafından şahsî işletmesinde kullanılması nedeniyle yukarıda sözü edilen madde hükmü uyarınca envantere alınarak işletmeye dahil edilmesi ve bu taşınmazın satılması dolayısıyla elde edilen kazancın beyan edilmesi gerektiğinden, alım ve satım bedeli arasındaki farkın matrah farkı olarak alınmasında kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Vergi Mahkemesinin haddehane için kullanıldığı halde envantere dahil edilmeyen arsanın alım satımından doğan matrah farkına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, oyçokluğuyla karar verildi.
|
|